Lisanslı ve Geniş Yetkili Aracı Kurum - Lisans No: G-039 (398)

FOREX PİYASASI

Yurt Dışı Piyasalar: Haftalık Bülten - 13 Eylül 2024

Makro Ekonomik Gelişmeler

ABD

Fed Haftası: Faiz İndirimleri Sonunda Başlıyor, Ancak Belirleyici Konu Hız Olacak

Fed Mart 2020’de pandemi etkileriyle mücadele için aldığı karardan bu yana ilk kez faiz indirimine başlayacak. Mart toplantısında faizi 0 – 0,25 aralığına çekmiş ve yaklaşık iki yıl bu düzeyde tutmasının ardından kademeli artışlara başlamıştı. Yüksek enflasyonla mücadele için izlenen faiz artırımlarıyla birlikte son 23 yılın en yüksek borçlanma maliyetleri ortaya çıkmıştı.

Enflasyonda, çekirdek göstergedeki katılığa rağmen oluşan zayıflama ile birlikte Fed’in Eylül toplantısıyla faiz indirim rotasına gireceği zaten öngörülüyordu. Ancak Temmuz ayında istihdamın beklentinin çok altında, yılın da en zayıf artışını göstermesi, ekonominin tahmin edilenden hızlı soğuyacağı ve resesyona gireceği endişelerini öne çıkardı. Bunun etkilerinden biri de daha hızlı faiz indirim beklentisi şeklindeydi.

Bu endişe havası her ne kadar soğusa da, daha hızlı faiz indirim beklentisi hala masada. CME verilerine göre analizin hazırlandığı 13 Eylül saat 11:00 itibariyle 25 baz puan faiz indirim ihtimali 57%, 50 baz puan indirim ihtimali ise 43% olarak görülüyor. Swap piyasaları ise 50 baz puan indirimi 30% ihtimalle fiyatlıyor. Analist tahminlerinde ise genel görüş 25 baz puanlık indirin yönünde.

Projeksiyonları hatırlatmaya geçmeden önce, 50 baz puanlık indirim ihtimaline yaklaşımdaki değişime de değinmek gerekiyor. Önceki haftalarda 50 baz puanlık indirim gündemimize resesyon endişesiyle dahil olsa da, sonrasında bu durumun da ılımlı senaryoya dahil edilmeye çalışıldığını izledik. Hatta bunun KOBİ endeksi olarak bilinin Russell2000 tarafındaki pozitif yansımalarını takip ettik. Yıllık bazda beklentinin altında oluşan ÜFE rakamlarının da bu tür bir tepkiyle karşılaştığını görüyoruz. Ancak bu algı değişmeyecek anlamına gelmiyor. Bu konuda en net tabloyu Fed sunabilir.

Fed Haziran ayında gerçekleştirdiği toplantıyla birlikte yayımladığı projeksiyonlarda, yıl sonu faiz görüşünde yukarı yönlü güncellemelere gitmişti. Projeksiyon 4,6’dan 5,1’e çekilmişti. Fed’in kararı ardından projeksiyonları yorumlamak çok daha anlamlı olacaktır. Ancak 25 baz puanlık indirim sonrasında yıl sonu projeksiyonu olarak tekrar 4,6’yı görmemiz, daha önceden de tahmin edildiği gibi yıl sonuna kadar üç kez 25’er baz puanlık indirim senaryosunu doğrudan destekleyebilir. Bunun altı veya üzerinde oluşacak veriler, belirttiğimiz gibi 25 ve 50 baz puanlık indirim senaryosuna göre daha doğru yorumlanacak olmakla birlikte, Fed – piyasa makasının ne yönde kapanacağını belirleyecek.

Faiz projeksiyonu önemli olacağı gibi, enflasyon ve büyüme tahminleri de yakından izlenecek. Gecikmeli olarak takip edilen PCE enflasyonu verisi öncesi 50 baz puanlık olası bir indirim kararının piyasada nasıl karşılanacağını kestirmek güç. Bunun resesyon iddialarını desteklediği kanısının ağır basması endekslere negatif yansıyabilecekken, tersi yöndeki kanı daha dengeli bir tablo sunabilir. Çekirdek PCE Temmuz’da 2,6% oldu. Fed’in Haziran’da yayımladığı yıl sonu tahmini 2,8%’di. Dolayısıyla yıl sonuna doğru yükselmesi beklenen bir oran olmadığı takdirde, buna daha düşük faiz tahminleri eşlik edebilir. Ancak resesyon veya ılımlı yavaşlama gibi göstergelere rağmen, fiyat gelişmeleri konusunda hala şüphelerimiz olduğunu söyleyebiliriz.

Büyüme tarafında ise Haziran beyanatında herhangi bir güncelleme yapılmamıştı. Bunun ılımlı bir aşağı yönlü revizyon görüp görmeyeceği de yan başlıklardan biri olarak takip edilecek. İkinci çeyrek rakamının beklentinin üzerinde oluşmasının sağlayacağı dengeleyici unsuru da buna katmak gerekecek.

25 ve 50 baz puanlık indirimden hangisinin gerçekleşecek ve seçimin nasıl sonuçlar ortaya çıkaracağı belirsizliğini koruyor. Her halükarda indirimin gerçekleşecek olmasına rağmen, bunun yavaşlayan enflasyon ve ılımlı yavaşlama kaynaklı yapılacak olduğuna inancın kuvvet kazanması, piyasaları pozitif etkileyebilir.

Belirsizliğe rağmen, bu durum 20 – 30 yıllık dönemdeki birkaç faiz indirim döngüsünün endeksler üzerindeki etkisini görmemize engel değil. 2000’lerde yaşanan kriz, etkisini endekslerde yılın başlarında göstermiş, sonrasındaki faiz indirimleriyle ancak 2022’nin ikinci yarısından itibaren endeksler tekrar toparlanma evresine girmişti. 2007 – 2008 krizinde ise endeksler düşmeye başladıktan sonra faiz indirim kararı alınmış, sadece Fed değil, birçok otorite tanının geç konulduğu eleştirisinde bulunmuştu. Endekslerde toparlanma eğilimi ilk faiz indiriminden 1,5 yıl kadar sonra başlarken, kayıpların telafisi 6,5 yılı buldu. Son olarak da pandemi dönemi var. Bu dönem piyasalara çok daha farklı bir deneyim sundu ve hacimle desteklenen ralliler gördük. Kısıtlamalarla birlikte faizlerin indirilmesi özellikle teknoloji sektörü liderliğinde rekorlar görmemize neden olmuştu. Şu anki örneği doğrudan Mortgage krizi veya pandemiye benzetmek yanlış olacaktır. Çünkü içinde bulunduğumuz dönem iki krize de ilişkin bazı benzerlikler barındırıyor. Ancak şu anki durumu kriz olarak adlandırmak da yanlış olacaktır. Yine de, başa dönersek, 25 veya 50 baz puanlık indirim seçeneklerinin nasıl değerlendirileceği, biraz da projeksiyonlara ve Fed’in yaklaşımına bağlı olacak. Sonuçta takip etmeye çalıştığımız, fiyatlara yön verecek şey, Fed ile piyasa arasındaki görüş ayrılığının ne yönde evrileceği olacak.

Perakende Satışlar

Perakende satışlar Haziran’da bir önceki aya göre 1% artarak tahminlerin üzerinde bir performans sergilemişti. Aynı zamanda yılın da en sert artışı olarak kayda geçmişti. Artışta en büyük katkıları motorlu taşıt ve yedek parça ile elektronik ve beyaz eşya satışları sağlamıştı. Buna karşın, otomotiv satışları hariç hesaplanan çekirdek perakende satışlar, beklentinin üzerinde kalmasına rağmen otomotiv sektörünün sağladığı avantajın hesap dışı kalmasıyla 0,4% artmıştı.

Tüketim eğiliminin sağlığını ölçmek için önemli göstergelerden biri olan perakende satışların Ağustos ayında bir önceki aya göre 0,2% azalmış olabileceği tahmin ediliyor. Çekirdek perakende satışların ise aynı dönemde 0,3% artması bekleniyor.

İNGİLTERE

Faizde Değişiklik Beklenmiyor, Ancak Sonraki Toplantılar İçin Beklentiler Artmış Durumda

İngiltere Merkez Bankası para politikası beyanatı haftanın önemli başlıklarından biri olarak takip ediliyor olacak. Fed’den daha önce indirime başlayan BoE’nin, daha temkinli ilerleyerek bu toplantıda pas geçmesi bekleniyor. 25 baz puanlık faiz indirimine 14% ihtimal verilirken, 7 Kasım’daki beyanat için indirime şimdilik kesin gözüyle bakılıyor.

Özellikle Banka yetkililerinin son dönemdeki açıklamaları, hızlı şekilde ilerleyebilecek faiz indirimi beklentilerinin önüne geçmeyi amaçlayan bir görüntü sergiledi. Ülkede hizmet enflasyonu hala katı bir görüntü sergiliyor. Ücret artışları da dikkat çeken diğer konu. Artışlar sürekli Banka yetkililerinin tahminlerinin üzerinde kalarak endişe oluşturuyor.

Bu gelişmelerle birlikte Eylül toplantısında faiz indirim ihtimali düşük. Kasım toplantısına kadarki süreçte hizmet enflasyonunun seyri, ücret gelişmeleri gibi konulardaki gelişmeler indirim beklentileri açısından önemli olacak. ABD tarafında olduğu gibi İngiltere tarafında da tahvil getirilerinin gerilediği görülüyor. Bu gerilemenin hızı, aynı zamanda yılın ilerleyen zamanlarında Fed’den daha hızlı şekilde hareket edileceği beklentileriyle de paralel ilerleyebilir.

Ağustos Enflasyonu

İngiltere’de yıllık enflasyon Temmuz ayında bir önceki aya göre yükselerek 2,2% oldu. Yükselişe rağmen bu oran, 2,3% düzeyinde bulunan piyasa beklentisinin altında gerçekleşti. Aynı dönemde çekirdek enflasyon ise 3,5%’ten 3,3%’e yavaşladı. Dolayısıyla temel dinamiklerin geçici olarak kabul edilen etkiler dışında enflasyonda ılımlı bir yavaşlamayı gösterdiği görülüyor. Ancak ülkede ücret artışları ve hizmet enflasyonu hala sorun olmaya devam ediyor. Piyasa beklentisi enflasyonun Ağustos’ta yıllık bazda 2,2%’de kalmaya devam edeceği yönünde.

JAPONYA

Yeni Faiz Hamlesi İçin Dördüncü Çeyrek Beklenebilir

Japonya Merkez Bankası BoJ Temmuz toplantısında 15 baz puanlık faiz artırımına gitmişti ve yılın ikinci faiz değişikliği gerçekleşmişti. Ayrıca Banka, normalleşmeyi pekiştirme amacıyla Ocak – Mart 2026 dönemini kapsayan aylık tahvil alım miktarını da 6 trilyon yenden 3 trilyon yene düşüreceğini açıklamıştı. Bilançonun daraltılmasını amaçlayan bu politikaya karşın, Eylül toplantısında değişiklik beklenmiyor. Başkan Ueda da, öncelikle finansal piyasalardaki hareketliliğin enflasyon üzerindeki etkisini görmek istediklerini belirtişti. Dolayısıyla yılın son çeyreğinde yeni bir adım ihtimalinin daha yüksek olduğu söylenebilir.

TÜRKİYE

Faiz’de Değişiklik Beklenmiyor

TCMB Ağustos ayındaki beyanatında politika faizini 50%’de sabit tutmuştu. Faiz ve enflasyon beklentilerinin yönetilebilmesi amacıyla sıkı para politikasının korunacağı yinelenmişti. Aynı zamanda TCMB’nin tahmin aralığına yakınsayan enflasyon beklentilerine dek sıkılaştırıcı politikaların korunacağı taahhüdü tekrar vurgulanmıştı.

Piyasa katılımcıları anketi cari yıl sonu enflasyon beklentisi Eylül ayında 43,31’den 43,14’e geriledi. 12 aylık enflasyon beklentisi ise 27,49% oldu. Diğer taraftan fon girişlerinin de faiz kanadına olan talebi göz önüne alındığında, TCMB’nin 50% olan politika faizini değiştirme konusunda temkinli olmasını beklemek yanlış olmayacaktır. GCM Yatırım olarak beklentimiz, Foreks anketinde olduğu gibi faizin sabit tutulacağı yönünde.

KANADA

Ağustos Enflasyonu

Kanada’da yıllık enflasyon Temmuz’da 2,5%’e gerileyerek Mart 2021’den bu yana en düşük düzeye ulaştı. Ancak akaryakıt fiyatlarının yılın ilerleyen bölümünde enflasyonu yukarı çekeceği beklentisi bulunuyor. Yine de bu oran, Kanada Merkez Bankası’nın önümüzdeki dönemde faiz indirimi gerçekleştireceği beklentilerine katkı sağladı. Piyasa beklentisi yıllık enflasyonun Ağustos’ta 2,5%’ten 2,1%’e yavaşlayabileceği yönünde. Temmuz’da bir önceki aya göre 0,4% artan TÜFE’nin, Ağustos ayında 0,1% artması bekleniyor.

YENİ ZELANDA

İkinci Çeyrek Büyümesi

Son altı çeyrekte iki kez teknik resesyona giren Yeni Zelanda’da ikici çeyreğe ilişkin büyüme rakamları açıklanacak. İlk çeyrekte büyüme, bir önceki çeyreğe göre 0,1% daralmanın ardından 0,2% oranında büyüme şeklinde gerçekleşmişti. Piyasa beklentisi yılın ikinci çeyreğinde ekonominin bir önceki çeyreğe göre 0,3% kadar daralacağı yönünde.

GCM YATIRIM sizin için hazır! Yatırıma başlamaya hazır mısınız?
Yardıma mı ihtiyacınız var? Müşteri temsilcimize merhaba deyin!
Web sitemizi ziyaret eden kullanıcılara mümkün olan en iyi yatırım deneyimini sunabilmek için çerezler (cookieler) kullanmaktayız. Çerez politikalarımızın detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.