FOREX PİYASASI
Gelecek hafta ABD Başkanı Trump ve Çin Devlet Başkanı Trump arasında gerçekleşmesi beklenen görüşme öncesi bu hafta sonu Malezya’da Hazine Bakanı Bessent ve Çin Başbakan Yardımcısı Lifeng öncülüğünde ön görüşmelerin başlaması bekleniyor. Karşılıklı misillemeler sonrasında iki liderin 30 Ekim Perşembe günü görüşmesi öncesi piyasalarda iyimserlik hakimdi.
Trump iyi bir anlaşma sağlanacağı umudunu verirken, 1 Kasım’da başlaması beklenen ek 100%’lük gümrük tarifesi konusunda nasıl bir yol izleneceği merak ediliyor. En azından son dönemdeki gerilimi azaltacak bir anlaşma çıkma beklentisi bile piyasaları destekleyebilir. Yoğun bir ekonomi takvimi gündemi ardından gerçekleşecek görüşmelerle birlikte bir taraftan ABD hükümetinin kapalı kalma durumunun rekor süreye doğru ilerleyip ilerlemeyeceğini izleyeceğiz.
ABD’de hükümeti kapanmasının veri akışını aksatması ardından Fed’in 29 Ekim akşamı para politikası beyanatını gerçekleştirmesi bekleniyor. Kapanma öncesi açıklanan istihdam rakamları, artışın ivme kaybettiğini göstermiş, işgücü piyasasına ilişkin endişeleri artırmıştı. Buna karşın büyüme güçlü bir tablo ortaya koymuştu.
Tarım dışı istihdam verisinin açıklanamaması ile birlikte Fed’in endişe duyduğu işgücü piyasasına ilişkin soru işaretleri de artmış durumda. İstihdamın ne kadar kötü durumda olduğu tam olarak kestirilemiyor ve bu konuda görüş ayrılıkları da oluşabilir. Ayrıca bu süreçte enflasyon da alarm veriyor.
Fed Başkanı Powell, bu hafta gerçekleştirdiği konuşmada veri eksikliğini kabul ederken, özel sektöre ilişkin bazı verilere ulaştıklarını belirtti. Bunun bundan sonraki süreçte bir sistem haline gelip gelmeyeceği bilinmiyor. Ancak FedEx gibi aktivite hakkında fikir veren kurumlardan data sağlanması bu konuya yardımcı oluyor.
Ek olarak, kapanmanın Ekim ayı sonuna kadar sürmesi halinde, bu aya ilişkin enflasyon raporunu görmeme ihtimalimiz de bulunuyor. Ayrıca hükümetin kapanma durumu sona erse bile, verilerin toplanma süreci gibi nedenlerle çok gecikmeli olarak alınabilecek bu veriler çok daha kafa karıştırıcı sonuçlar ortaya çıkarabilir.
Fed’e dönecek olursak, Eylül toplantısında yılın devamında toplamda 50 baz puan faiz indirimi daha gelebileceği projeksiyonunun paylaşılması ardından, piyasanın bu yönlendirmeye uyumlu kaldığı görülüyor. CME verileri piyasaların 29 Ekim beyanatında 25 baz puanlık faiz indirimine neredeyse kesin gözüyle baktığını, Aralık toplantısındaki 25 baz puanlık indirime de bu şekilde yaklaşıldığını gösteriyor.
Ancak yeni yıla ilişkin belirsizlik söz konusu. Bu konuda da veri kaybının telafi edilmesinin yanı sıra, kapanma nedeniyle gündemde arka plana atılan enflasyonun seyri ve Kasım ayı ile birlikte belki biraz daha netleşecek ABD – Çin ticaret gerilimi etkili olabilir.
Bu aşamada Fed’in kapanma nedeniyle herhangi bir şahin ton taşıması sürpriz olacaktır. Sadece enflasyon riskine hangi ölçüde değinileceği, verilecek mesajların derecesi üzerinde etkili olabilir.
ABD’de hükümetin kapalı kalma durumu nedeniyle açıklanma ihtimali tehlikede olan verilerden biri PCE enflasyonu.
Yıllık bazdaki çekirdek PCE enflasyonu Nisan ayından bu yana aralıksız şekilde yükselerek Ağustos’ta 2,9% düzeyine ulaşmıştı. Manşet PCE enflasyonu da benzer eğilimle birlikte 2,7%’ye kadar yükselmişti. İki veri de Fed’in 2%’lik enflasyon hedefinin üzerinde seyrediyor.
Hizmet maliyetlerinin artış hızının neredeyse sabit kalması, enflasyonun katı görünümünde önemli başlıklardan biri olmayı sürdürüyor. Gıda fiyatlarındaki artış ve enerji maliyetlerindeki toparlanma ya veride yukarı yönlü baskı ortaya çıkarıyor.
Enflasyonda yukarı yönlü hızlı bir atak oluşmadığı sürece, Aralık ayındaki faiz indirimine ilişkin beklentiler korunabilir. Ancak PCE enflasyonu TÜFE’ye göre gecikmeli bir data. Bu nedenle Aralık ayına kadar bu iki datanın sunabileceği ipuçları bu tabloyu hızla değiştirme potansiyeline de sahip.
ABD’de hükümetin kapalı kalma durumu nedeniyle açıklanma ihtimali tehlikede olan verilerden biri üçüncü çeyrek büyümesi.
ABD ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yıllık bazda 3,8% büyüyerek, ikinci tahmine göre 0,5%’lik yukarı yönlü revizyon gördü. Bu büyüme aynı zamanda 2023’ün üçüncü çeyreğinden bu yana görülen en güçlü oran oldu. Tüketici harcamalarındaki yukarı yönlü revizyon bu tabloda öne çıktı. Kişisel tüketim harcamalarının yanı sıra, mal harcamaları, sabit varlık yatırımları gibi kalemler büyümeyi desteklerken, kamu harcamaları daralmaya devam etti. İhracat öncü verilere göre daha hızlı düştü ve ithalat azalma gösterdi.
İstihdamdaki zayıflığa rağmen büyümenin güçlü seyri karışık sinyalleri sürmesine neden oluyor. Büyüme üç versiyon olarak açıklanıyor ve ilk açıklanan veri genellikle daha yüksek öneme sahip oluyor. Veri bu nedenle yakından izlenecek.
Kanada Merkez Bankası BoC, Eylül ayında gerçekleştirdiği toplantıda piyasa beklentilerine paralel olarak faizi 25 baz puan düşürmüş ve 2,5%’e getirmişti. Faizin önceki üç toplantıda sabit bırakılması ardından alınan bu indirim kararında, büyümedeki daralma ve ihracattaki sert düşüş etkili olmuştu. Göstergelerdeki bu değişikliklerde ABD tarifeleri etkiliydi.
Eylül ayı öncesinde 2% altına gerileyen enflasyon, Eylül ayında 2,4%’e yükselmişti. Bunda baz etkisi ile enerji maliyetlerindeki düşüşün hız kaybetmesi ve bunun ulaşım maliyetlerini artışa geçirmesi etkili olurken, gıda enflasyonu da bu durumu destekledi. Ancak bu durumun gelecek haftaki toplantıya ilişkin faiz indirim beklentilerini azaltmaktan çok frenlediği söylenebilir.
Sonuç olarak Banka’nın gelecek hafta 25 baz puanlık faiz indirimini tekrarlamasına swap piyasaları 75% civarında bir ihtimal veriyor. Anketler de bu beklentiye yoğunlaşmış durumda.
Japonya Merkez Bankası BoJ’un gelecek haftaki toplantısında faizde değişiklik yapması beklenmiyor. Bu da temkinli para politikası yaklaşımının süreceği tahminlerini yansıtıyor. Japon ekonomisinin tarife gündemi ile oluşan baskıya karşın direnç göstermesi ve enflasyonun 2%’lik hedef üzerinde seyretmesi, faiz artırım beklentilerini canlı tutuyor. Bu beklentiler yıl boyu orta vadede yoğunlaşırken, sonunda vadenin yakınlaştığını görüyoruz. Swap piyasaları gelecek hafta faizde değişiklik ihtimalini düşük görse de, Aralık ve Ocak toplantılarında faiz artırım ihtimali kuvvetlenmiş durumda.
Son dönemde Yen’de zayıflamanın sürmesi ve USDJPY paritesinin yetkililerin dikkat çektiği 160 seviyesine yönelik baskı görmesi ithalat fiyatlarını yukarı çekerek enflasyon tahminlerini yukarı doğru zorluyor. Dolayısıyla faiz artışı aynı zamanda bu tabloyu da destekleyen aksiyonlardan biri olabilir.
Önümüzdeki hafta gerçekleşecek toplantıda değişiklik beklenmiyor. Ancak swap piyasaları olası bir değişikliğe kapıyı tamamen kapatmış da görünmüyor.
Tokyo’da çekirdek enflasyon Eylül ayında yıllık bazda 2,5% artış ile önceki ayki hızını korudu. Enflasyon Japonya Merkez Bankası BoJ’un 2%’lik hedefinin üzerinde kalarak faiz artırımı tahminlerinin korunmasında etkili oldu. BoJ’un Eylül toplantısında iki üyenin faizin sabit kalmasına karşı oy kullanması, yılın devamındaki faiz artırımına ilişkin beklentileri desteklemişti. Ancak şu ana kadar tarife etkisinin ölçülmesi için para politikasında temkinli bir duruş sergilendi.
Tokyo çekirdek enflasyonunun Ekim ayın yıllık bazda 2,6%’ya yükselmesi, manşet enflasyonun aynı dönemde 2,5%’te sabit kalması bekleniyor.
Avrupa Merkez Bankası ECB’nin gelecek haftaki para politikası beyanatında herhangi bir değişiklik beklenmiyor. Eylül’deki toplantıdan bu yana değişen çok az şey var. Şirket bazlı güven endeksleri bir miktar toparlanma sağlarken, üretim sektörü hayal kırıklığı yaratmaya devam etti.
Enflasyon Ağustos ve Eylül aylarında Banka’nın hedefi olan 2%’nin üzerinde seyretti. Bu da değişiklik olmaması için gerekçelerden biri olarak görülüyor. Ekim ayında siyasi belirsizlikler de etkili oldu. Fransa’da belirsizliğin şimdilik azalması, acil bir indirim ihtiyacından kaçınılmasına neden oluyor.
Son olarak da yetkililerin açıklamaları faizin değişmeyeceği beklentisini destekliyor. Enflasyonda son dönemde yukarı yönlü risklerin artması da bu açıklamalarda öne çıkıyor. Bazı kurumlar yıl sonuna doğru faizde değişiklik beklentisine odaklansa da, swap piyasaları yakın zamanda bir faiz değişikliği öngörmüyor.
Euro Bölgesinde enflasyon Eylül ayında yıllık bazda 2,1%’den 2,2%’ye yükselerek Avrupa Merkez Bankası ECB’nin hedefi üzerinde kalmaya devam etti. Öte yandan aynı dönemde çekirdek enflasyon 2,3%’ten 2,4%’e tırmandı. Bu gelişmelerin de etkisiyle ECB’nin beklemede kalacağı tahminleri yoğunluk kazanmıştı. Piyasa beklentisi enflasyonun Ekim ayında 2,2%’den 2,1%’e gerileyeceği, çekirdek enflasyonun aynı dönemde 2,4%’ten 2,3%’e yavaşlayacağı yönünde.
Almanya’da Eylül ayında enflasyon 2,2%’den 2,4%’e, piyasa beklentilerine paralel şekilde yükselmiş ve yılın en hızlı seviyesine ulaşmıştı. Mal enflasyonunda hızlama sınırlı olurken, gıda fiyatlarında artış hızı yavaşladı. Enerji fiyatlarındaki düşüş hızı yavaşlarken, hizmet enflasyonu 3,1%’den 3,4%’e yükseldi. Gıda ve enerji hariç tutulan çekirdek enflasyon aynı süreçte 2,7%’den 2,8%’e yükseldi. Aylık TÜFE değişimi ise 0,2% oldu.
Enflasyonun Ekim ayında 2,2% düzeyinde oluşması bekleniyor.
Alman ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,3% daralma gösterdi. Bu da 2024’ün aynı çeyreğinden bu yana en sert daralma olarak kayda geçti. Sabit varlık yatırımlarındaki düşüş bu duruma önayak olurken, ihracattaki yavaşlama da etkisini hissettirdi. İthalat ise yükselmeyi sürdürdü. Özel tüketim yavaşlarken, hükümet harcamalarında artış izlendi.
Büyümenin önceki çeyreğe göre değişmeyeceği şeklinde.
Çin’de imalat PMI Eylül’de 49,4 puandan 49,8 puana yükselerek beklentiye yakın bir performans ortaya koymuştu. İşletme aktivitesi arka arkaya altı aydır daralsa da, son veri aynı süreçteki en yavaş daralma olarak kayda geçti. Üretim arka arkaya beşinci ayında büyürken, yeni siparişler, ihracat satışları ve istihdam daha ılımlı bir daralma gösterdi. Girdi maliyetleri yüksek kaşırken, çıktı maliyetlerindeki düşüş hızı arttı.
İmalat Dışı PMI ise Eylül ayında 50,3 puandan 50 puana gerilemiş, Kasım 2024’ten beri en düşük seviyesine ulaşmıştı. Yeni siparişler ve istihdam daha hızlı daralırken, ihracat satışlarındaki düşüş hızı yavaşladı. Girdi maliyetleri gerilerken, çıktı maliyetleri son dört ayın en hızlı düşüşünü yaşadı.