FOREX PİYASASI
Hafta içinde Fed beyanatı ve ABD istihdamı gibi önemli başlıkları takip edecek olsak da, tarife gündeminin de ön planda olacağı bir hafta bizleri bekliyor olabilir. Geride bıraktığımız hafta Japonya ile sağlanan 15% düzeyindeki gümrük vergisi anlaşması ardından iyimserlik arttı. Avrupa Birliği, Hindistan, Brezilya ve Meksika ile anlaşmanın yakın olduğu yönündeki haber akışı etkisini hissettirdi. Ancak bir taraftan 1 Ağustos’a da çok az bir süre kaldı. Bu nedenle görüşmelerin yoğunlaşması bekleniyor.
Özellikle önümüzdeki hafta İsveç’te gerçekleşecek ABD – Çin görüşmeleri ön planda olabilir. Çin’e yönelik uygulanan 90 günlük ticaret ateşkesi 12 Ağustos’ta sona eriyor. En azından bu anlaşmanın uzatılma ihtimali iyimserliğin korunmasında etkili olabilir.
Trump’ın Fed’e uyguladığı faiz indirim baskısına rağmen, Banka’nın Temmuz toplantısında politika değişikliği yapması beklenmiyor. Hatta Banka’nın güvercin mesajlar vermek için hiç de aceleci olmayacağı düşünülüyor. Trump’ın Powell üzerinde yoğunlaştırdığı baskıya rağmen, Powell sadece bir oy hakkına sahip. Dolayısıyla şu an ihtimal dahilinde olmasa bile Powell’ın görevde olmama hali, Fed’in mevcut duruşunu değiştirmek için yeterli olmayacaktır.
Fed Aralık ayındaki faiz indiriminden bu yana faizlere müdahale etmedi. Tarifelerin yol açtığı belirsizlik de bu tabloda etkili oldu. Piyasa beklentisi ve aynı zamanda Fed’in yıl sonu tahminlerinde de ortaya çıkan beklenti, Fed’in yıl sonuna kadar toplamda 50 baz puanlık faiz indirimi yapabileceği şeklinde. Ancak bunun Eylül toplantısında gerçekleşebileceği öngörülüyor.
Bu toplantıda verilecek mesajlar, özellikle Fed’in son baskılar ardından görüşünün arkasında ne kadar durduğuyla ilgili önemli ipucu verecek. Bunun dışındaki konularda, özellikle tarife belirsizliğinin azalana kadar beklenmesi gibi başlıklarda değişiklik olacağını düşünmüyoruz. Ancak Fed’in, Eylül veya Aralık’taki bir faiz indirimi için zemin hazırlama çabası için de bu toplantının bir fırsat olma ihtimalini tamamen dışlamamak gerekiyor. Fed’in hedef faiz oranı 4,25 – 4,50 aralığında bulunuyor.
Haftanın son işlem gününde ABD’deki piyasa etkisi en yüksek veri setlerinden birini izliyor olacağız. Özellikle geçtiğimiz hafta FOMC Yönetim Kurulu Üyesi Waller’ın açıklamalarıyla ağırlık kazanan zayıf istihdam piyasası eleştirileri sonrasında veri yakından takip ediliyor olacak.
Tarım dışı istihdam Haziran ayında 147 bin artışla beklentinin üzerinde gerçekleşmişti. Bu aynı zamanda son bir yılın ortalamasıyla neredeyse örtüşen bir veri olmuştu. Kamuda istihdam 73 bin artarken, artışın kalan kısmını özel sektör oluşturmuştu. Sektörler arasında ise özellikle eğitim ve sağlık öne çıkmıştı. Özetle veride Waller’ın bahsettiği zayıf istihdam görünümünden uzak bir tablo karşımıza çıkmıştı. Tarım dışı istihdamın Temmuz ayında 101 civarında artması bekleniyor.
Ortalama saatlik kazançlar Haziran ayında bir önceki aya göre 0,2% artış göstermişti. Bu her ne kadar beklentinin altında kalsa da, Mayıs ayındaki 0,4%’lük artış ardından ivmenin çok da hız kaybetmediğini göstermişti. Yıllık bazdaki artış ise 3,8%’den 3,7%’ye yavaşlamıştı. Piyasa beklentisi ortalama saatlik kazançların aylık bazda 0,3% artabileceği, yıllık artış hızını da tekrar 3,8%’e yükselebileceği yönünde.
Fed’in tercih ettiği enflasyon göstergesi olarak anılan PCE enflasyonu Mayıs ayında aylık bazda 0,1% artarak beklentilerle paralel bir sonuç ortaya çıkarmıştı. Bu veri de yıllık PCE enflasyonunu 2,2%’den 2,3%’e taşımıştı. Mal fiyatlarında artış görülürken, hizmet fiyatları 0,2% artarak göstergeyi yukarı çekmişti. Çekirdek PCE tarafında ise aylık artış 0,2% olmuş, bu da yıllık çekirdek enflasyonu 2,6%’dan 2,7%’ye getirmişti.
Bu veriler enflasyonda hala inatçı olabilecek bir tablonun varlığını göstermişti. Aynı zamanda henüz tarife etkisinin net şekilde hissedilmediği senaryosu da işe dahil edildiğinde, Fed’in sabırlı olması için önemli göstergelerden biri olduğunu teyit etmişti. PCE enflasyonundaki önceki dönem baskılanmasının, gereğinden fazla iyimser şekilde yorumlandığını söylemek çok da yanlış olmayacaktır. Bu nedenle önümüzdeki süreçte, özellikle yaz mevsimine ilişkin veriler konuyla ilgili daha net bilgiler sunabilir.
Piyasa beklentisi PCE enflasyonunun aylık 0,3%, yıllık 2,5% düzeyinde oluşarak önceki dönem verilerine göre yükseleceği yönünde. Çekirdek PCE’nin ise aylık 0,3%, yıllık 2,7% düzeyinde yükselmesi bekleniyor.
ABD’de ADP’nin açıkladığı özel sektör istihdam verisi, Haziran’da 33 bin iş kaybının yaşandığını göstermişti. Bu da 2 yılı aşkın süredir görülen ilk istihdam kaybı olarak kaya geçmişti. Piyasa beklentisinin de 100 bine yakın artış olması nedeniyle oldukça sürpriz bir veri olmuştu.
Hizmet sektörü 66 bin istihdam kaybı yaşarken, profesyonel ve iş hizmetlerinde 56 bin, eğitim – sağlık sektöründe 52 bin kayıp görüldü. İstihdam artışlarında ise eğlence ve konaklama 32 bin, ticaret – ulaşım – kamu hizmetleri 14 bin artışla öne çıksa da manşet veriyi pozitife geçirmekte yeterli olmadı. Veriye ilişkin yapılan açıklamada, işten çıkarmaların sınırlı olmasına rağmen, işverenlerin işe alımlarda gönülsüz olduğu vurgulandı.
Piyasa beklentisi Temmuz’da özel sektör istihdam değişiminin 80 bin artışı gösterebileceği yönünde.
ABD ekonomisi 2025’in ilk çeyreğinde 0,5% daralarak öncü okumadan daha hızlı bir daralma oluştuğunu göstermişti. Tüketici harcamalarındaki baskılanma ve ihracattaki zayıflık bu tabloda etkili olmuştu. Tüketici harcamaları pandemi döneminden bu yana en hızlı artışını kaydederken, ihracat 0,4% gibi oldukça zayıf bir artış göstermişti. Kamu harcamaların zayıflarken, sabit yatırımlardaki 7,6%’lık artış olumsuz tablonun etkisini azaltmada yeterli olamamıştı.
Bu hafta ikinci çeyreğe ilişkin ilk okuma açıklanıyor olacak. New York Fed’in modellemesi ikinci çeyrek için 1,7%’lik bir büyüme öngörüyor. Perakende satışlardaki toparlanma, imalat aktivitesinin hesaplama döneminde genişleme bölgesine geçmesi gibi durumlar, toparlanma beklentilerinin dayanağı durumunda. Piyasa beklentisi ise büyümenin 2,5% düzeyinde oluşabileceği yönünde.
ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu’nun açıkladığı veri, Mayıs ayında açık iş ilanlarının 7,77 milyon ile neredeyse değişim olmadığını göstermişti. İşe alımlar 5,5 milyon olurken, işten ayrılmalar 5,2 milyon olmuştu. İş ilanları konaklama ve yiyecek hizmetlerinde en çok artışı gösterirken, kamuda 39 bin azalma gösterdi.
İş ilanlarındaki artış, işverenlerin işe alımlarda gönüllü olduğu yorumuyla birlikte olumlu algıyı destekleyebiliyor. Tersi durum ise işverenlerin daha güvensiz hissettiği yorumunu öne çıkarabiliyor. Piyasa beklentisi Haziran’da iş ilanlarının 7,35 milyona gerileyebileceği yönünde.
Conference Board Tüketici Güven Endeksi Haziran ayında 98,4 puandan 93 puana geriledi. Mevcut koşulları ölçen endeks 6,4 puan gerileyerek 129,1 puana ulaşırken, beklenti endeksi 4,6 puan düşüşle 69 puana geldi.
Haziran’daki zayıflama iş koşulları, istihdam ve gelir beklentilerinin tümündeki gerilemeyle oluştu. Tarifeler tüketici tarafında en önemli başlık olarak kalırken, enflasyon ve yüksek fiyatlar diğer önemli başlık olarak kayda geçti. Ancak buna rağmen 12 aylık enflasyon beklentisi 6,4%’ten 6%’ya geriledi. önümüzdeki 12 aylık dönemde hisse senedi piyasasının artacağını düşünen katılımcı sayısında da artış kaydedildi.
Piyasa beklentisi tüketici güven endeksinin Temmuz’da 95,9 puan yükselebileceği şeklinde.
ISM imalat PMI, Haziran ayında 48,5 puandan 49 puana yükselerek piyasa beklentisinin üzerinde oluşmuştu. Daralma dört aydır sürse de, Haziran ayında yavaşlama göstermişti. Üretim genişlerken, istihdam daralmasını hızlandırmıştı. Girdi – çıktı fiyatlarında ise artış hızı neredeyse korundu. Bu da enflasyonist ortam tahminlerini desteklemeye devam etti. ISM imalat PMI’ın Temmuz ayında 49,5 puana yükselmesi bekleniyor.
Japonya Merkez Bankası BoJ’un 30 – 31 Temmuz’da gerçekleştireceği toplantıda herhangi bir değişiklik yapması beklenmiyor. Tokyo enflasyonunun Temmuz’da 3,1%’den 2,9%’a yavaşlaması bu beklentiyi destekledi. Yine de Banka’nın her çeyrek yayımladığı ekonomik görünüm raporu takip ediliyor olacak. Ülke ekonomisine ilişkin belirsizlik geçtiğimiz hafta sağlanan anlaşma ile azalmıştı. Ancak bu anlaşma ile enflasyon tahminlerinde oluşabilecek yukarı yönlü güncellemeler, faiz artırım beklentileri üzerinde etkili olabilir. Swap piyasaları, Banka’nın üçüncü çeyrekte faiz artırımına gidebileceği ihtimalini değerlendiriyor.
Almanya’da Haziran ayında TÜFE yıllık bazda 2,1%’den 2,%’ye yavaşlamış. buna aylık olarak değişmeyen TÜFE eşlik etmişti. Enerji maliyetlerindeki zayıflama ve gıda fiyatlarındaki artış hızının yavaşlaması bunda etkili olurken, hizmet enflasyonunun hala katı seyretmesi sorun oluşturmaya devam etmişti. Enerji maliyetleri 3,5% gerilerken, gıda enflasyonu 2,8%’den 2%’ye yavaşlamıştı. Hizmet enflasyonu ise 3,4%’ten sadece 3,3%’e yavaşlayabilmişti. Piyasa beklentisi Temmuz’da yıllık enflasyonun 2% düzeyinde kalacağı, aylık enflasyonun 0,1% düzeyinde oluşacağı yönünde.
Çin’de resmi imalat PMI, Haziran ayında 49,5 puandan 49,7 puana yükselerek daralmanın devam etmesine rağmen yavaşladığını göstermişti. Çin hükümetinin ekonomiyi canlandırma çabalarının yanı sıra, ABD ile sağlanan ticaret ateşkesi bu tabloyu desteklemişti. Yeni siparişler son üç ayda ilk kez genişlerken, istihdam daha hızlı şekilde geriledi. Girdi ve çıktı fiyatlarındaki düşüşün yavaşladığı görüldü. Piyasa beklentisi imalat PMI’ın Temmuz’da 49,7 puanda kalması yönünde.
Hizmet PMI ise Haziran ayında 50,3 seviyesinden 50,5 puana ulaşarak Mart ayından bu yana en yüksek seviyeyi test etmişti. ABD ile sağlanan ticaret ateşkesi ve hükümetin destekleyici çabaları bunda etkiliydi. Yeni siparişlerde daralma hız kaybederken, istihdamda zayıflık sürmüştü. Girdi maliyetleri dengelenirken, çıktı fiyatlarındaki zayıflama yavaşladı. Hizmet PMI’ın Temmuz’da 50,4 puana sınırlı hareket sağlayacağı yönünde.
Kanada Merkez Bankası BoC, Haziran toplantısında faizi değiştirmeyerek 2,75%’te tutmuştu. Banka Mayıs 2024’ten başlayan faiz indirim döngüsünü Mart toplantısında sonlandırmış, sonraki toplantılarda değişiklik yapmamıştı. Bu döngüde de faizi 5%’ten 2,75%’e kadar getirdi.
ABD’nin uygulamaya çabaladığı gümrük vergileri, bunlara ilişkin görüşmelerde son günlerdeki iyimserliğe rağmen çok da azalmayan belirsizlik, büyümeye yönelik aşağı yönlü beklentiler risklerinde korunmasında etkili oluyor. Ancak enflasyonda da petrol fiyatlarındaki toparlanma eğilimi ve ABD tarifeleri nedeniyle yukarı yönlü risklerin güncel kalması, Banka’nın beklemede kalacağı tahminlerini güçlendirdi.
Piyasa beklentisi faizin bu toplantıda değiştirilmeyeceği yönünde. Swap piyasaları da bu senaryoya neredeyse kesin gözüyle bakıyor.