Lisanslı ve Geniş Yetkili Aracı Kurum - Lisans No: G-039 (398)

FOREX PİYASASI

Yurt Dışı Piyasalar: Haftalık Bülten - 13 Haziran 2025

13 Haziran 2025 Tarihli Makro Ekonomik Gelişmeler

İsrail Saldırısı Haftaya Damgasını Vurdu

İsrail’in İran’ın nükleer program ve balistik füze tesislerine gerçekleştirdiği saldırı, haftanın son işlem gününde Asya seansında itibaren piyasaları en çok etkileyen başlık olarak takip edildi. Tarife gündemini gölgede bırakan saldırı ile birlikte Brent petrol 10%’un üzerinde kazanım sağlayarak kısa süreli de olsa 78 doların üzerini gördü. Ons altın, güvenli varlık talebindeki artıştan destek alarak yükseldi.

İsrail saldırıların devam edeceği açıklamasını yaptı. Nükleer silahlanma konusundaki çalışmalar son bulana kadar sürebileceği belirtilen saldırılar ardından ABD’den ilk açıklama, saldırıya müdahil olunmadığı yönündeydi. Ancak Trump’ın ilerleyen saatlerde yaptığı açıklamalar, gerekirse İsrail’e destek verileceği, İran’ın son bir şansı olabileceği yönündeydi.

İran karşı saldırı tehdidinde bulunsa da, geçtiğimiz yıl yaşanan benzer olaylar akla gelince, bunun büyük bir infial yaratmadığını söyleyebiliriz. İran’ın bölgedeki en yakın ittifakı olan Rusya’nın da Suriye gelişmeleri sonrası bölgedeki gücünün zayıfladığı biliniyor. Dolayısıyla, en azından şimdilik, savaşın bölgesel bir hale gelebileceği endişesi düşük; ancak yok değil. Bu nedenle süreç yakından takip ediliyor olacak.

Önümüzdeki hafta da, eğer bir değişiklik olmaz ise savaş haberleri eşliğinde önemli merkez bankalarının politika kararlarını takip ediyor olacağız.

ABD

Fed Beyanatı: Değişiklik Değil, Bekle – Gör Duruşunun Vurgulanması Bekleniyor

FOMC’nin iki günlük toplantı ardından hafta ortasında gerçekleştireceği para politikası beyanatında politika değişikliği gerçekleştirmesi beklenmiyor. Yakın geçmişte görüldüğü gibi, para politikası yapıcılarının özellikle tarifelerle artan belirsizlikler ve bunların enflasyonda yukarı, büyümede aşağı yönlü riskleri artırmasına bağlı olarak sabırlı duruşunu koruması söz konusu. Bunu çoğu Fed yetkilisinden de yakın zamandaki açıklamalarından teyit etmiştik.

Swap piyasaları Haziran toplantısında değişikliğe neredeyse ihtimal vermiyor. Eylül toplantısında 25 baz puanlık indirim ihtimali ise 71% düzeyinde fiyatlanıyor. Yıl sonu için fiyatlanan faiz düzeyi ise 3,79% (13 Haziran verisi) Dolayısıyla 75 baz puana yakın bir indirim beklendiği görülüyor. Bu 75 baz puanlık iyimserlik de, Mayıs enflasyonunda beklenen sıçramanın, daha sınırlı şekilde oluşmasıyla karşımıza çıktı.

Eylül’de faiz indirimi ihtimalini küçümsememekle birlikte, bu senaryoya hala temkinli yaklaşılması gerekiyor. Son süreçte piyasanın aceleci davranması ardından Fed’in piyasayı silkelemesinin oluşturduğu bir güvenlik psikolojisi dahil olmak üzere, tarifeler konusunda henüz nihai bir görünüm oluşmamasının enflasyon riskinin ölçülmesini zorlaştırması da bu görüşümüzde etkili oluyor.

Bir önceki paragrafta bahsettiğimiz gerekçe ile birlikte, beyanatın projeksiyonlar dışında büyük ölçüde değişim göstermemesi de şaşırtıcı olmayacak. Bu da enflasyonun hala bir miktar yüksek olduğu, ekonominin sağlam şekilde ilerlediği, istihdamın dengeli kaldığı vurgusu demek. Tabi bu ifadelerdeki olası değişimler piyasa üzerinde etkili olabileceği gibi, olumsuz yönde güncellemelerin hangi kalem ile ilgili olduğu da önemli olacak. Ancak enflasyonda yukarı yönlü riskin Mayıs verisi sonrası üstüne katarak kötü şekilde yorumlanacağını da düşünmüyoruz. Aynı vurgunun devam etmesi kuvvetle muhtemel. Risklerle ilgili her küçük güncellemenin de çok yüksek etkisi oluşturacağını düşünmek anlamlı olmayabilir.

Ancak projeksiyonlarda gerçekleşebilecek güncellemeler dikkat çekici olabilir. Tarifelerle ilgili sürece dair henüz netlik olmamasına rağmen tahminler, üçüncü çeyrekten itibaren etkinin hissedilmesi yönünde ise, enflasyon tahminlerinde yukarı yönlü güncellemeler görebiliriz. Bunun hangi ölçüde olacağı da, Eylül ile ilgili beklentileri etkileyebilir.

Büyüme konusunda da yine tarife etkisine bağlı olarak hem bu yıl, hem de 2026 için aşağı yönlü güncellemeler yapılması sürpriz olmayacak.

Nokta tahmin tablosunda ise yine enflasyon risklerinin etkisini görebiliriz. Bu nedenle yıla iki faiz indirimi öngörüsüyle girilmesi ardından, bir veya iki faiz indirimi arasındaki görüş ayrılıklarının arttığı bir tablo görebiliriz. Bu da Mart projeksiyonlarında 3,9 düzeyinde bulunan yıl sonu faiz tahmininin 4,1’e kadar çıkmasıyla karşımıza çıkabilir.

İNGİLTERE

Faizde Şimdilik Değişiklik Beklenmiyor

İngiltere Merkez Bankası BoE, faizlerin normalleştirilmesi sürecinde oldukça temkinli bir seyir izliyor. Zaten bu da Banka’nın Haziran toplantısında politika faizini 4,25%’te tutabileceği beklentisinin temelini oluşturuyor. Swap piyasaları bu senaryoya neredeyse kesin gözüyle baksa da, Ağustos toplantısında 25 baz puanlık faiz indirimi 75% ihtimalle fiyatlanıyor (13 Haziran 2025 verisi). Yıl sonu için ise 3,70% faiz düzeyin fiyatlanıyor. Yani yıl sonuna kadar yaklaşık 50 baz puanlık bir faiz indirim beklentisi olduğu görülüyor.

İstihdam piyasasına bakacak olursak, 4,6% ile pandemiden bu yana en yüksek işsizlik oranını görüyoruz. Ekonomideki yavaşlama görünümü de istihdam piyasasındaki seyri yansıtıyor. Ancak enflasyon görünümü Banka’nın daha temkinli yaklaşma gerekliliğini öne çıkarıyor.

Enflasyon Nisan ayında yıllık bazda 2,6%’dan 3,5%’e çıktı. Nisan ayında enerji fiyatlarındaki tavan uygulamasındaki değişiklik bu tabloda etkili olsa da, çekirdek enflasyonun da aynı dönemde 3,4%’ten 3,8%’e yükselmesi Banka’nın elini zora sokuyor. Enflasyonun yükselmesi veya katı kalması, hali hazırda tarifelerle birlikte fiyatlarda yukarı yönlü risk potansiyeli nedeniyle faizin kısıtlayıcı özelliğini azaltıyor.

Banka’nın beyanatının yanı sıra, 9 üyenin faiz konusunda nasıl görüş bildirdiği de Ağustos toplantısına ilişkin ipucu verebileceği için yakından takip ediliyor olacak.

Mayıs Enflasyonu

İngiltere’de Nisan ayında enflasyon yıllık bazda 2,6%’den 3,5%’e yükselerek 2024 başından bu yana en yüksek düzeye ulaşmıştı. Piyasa beklentilerini de aşan enflasyonda yukarı yönlü katkıda en büyük pay konut ve kamu hizmetleri tarafından geldi. Bunda da Nisan ayında uygulanan enerji fiyat tavanı değişimine bağlı olarak elektrik ve gaz maliyetleri rol oynadı. Aynı dönemde çekirdek enflasyon ise 3,8%’e yükselmişti.

Piyasa beklentisi Mayıs ayında enflasyonun 3,5%’ten 3,4%’e yavaşlayabileceği, aynı dönemde çekirdek enflasyonun ise 3,8%’den 3,5%’e düşebileceği yönünde.

JAPONYA

Gözler Faiz Beyanatından Çok Varlık Alım Değerlendirmesinde

Japonya Merkez Bankası’nın yükselen enflasyon nedeniyle yılın devamında faiz konusunda adım atması beklense de, Haziran toplantısında faiz indirim ihtimali fiyatlanmıyor. Ancak 0,5% düzeyinde bulunan politika faizinden çok, tahvil alım operasyonlarının değerlendirilmesi bekleniyor. Geçtiğimiz yıl yapılan açıklamada, tahvil alımlarının her çeyrek azaltılacağı açıklanmıştı. Bununla birlikte 2026’nın ilk üç ayında aylık tahvil alımlarının 3 trilyon yene düşmesi bekleniyor.

BoJ, faizlerde yükseliş olması durumunda tahvil alımları yoluyla piyasaya müdahale edilebileceğini açıklamıştı. Ancak politika faizi artırımı için, önce belirsizliğin azalması ve ekonomik verilerin bu durumu teyit etmesi gerektiği düşüncesi hakim.

Swap piyasaları Eylül toplantısında 10 baz puanlık faiz artırımına 38% ihtimal verirken, bu oran Ekim toplantısında 54%’e çıkıyor. Yıl sonu için ise 0,62 faiz düzeyi fiyatlanıyor.

İSVİÇRE

Negatif Enflasyon Sonrası Faiz İndirimi Bekleniyor

İsviçre’de Mayıs ayında enflasyon negatif bölgeye geçti ve -0,1% oldu. İsviçre bu olguyu 2020 – 2021 ve 2014 – 2016 dönemlerinde de yaşamıştı. Enflasyondaki gerilemede İsviçre Frangı’nın değer kazanımı da etkili oldu. İthalat maliyetlerinin düşmesi bu duruma önayak olurken, enerji maliyetlerindeki gerileme de enflasyonu aşağı çeken başlıklardan olmuştu.

Banka’nın enflasyon hedefi 0 – 2% aralığında bulunuyor. Dolayısıyla mevcut şartların korunması, yani enflasyonu aşağı çeken güçlü frank ve düşük enerji maliyetleri devam eder ise sorun sürebilir. Bu nedenle İsviçre Merkez Bankası SNB’nin politika faizini 25 baz puan düşürerek 0%’a çekmesine kesin gözüyle bakılıyor. Hatta enflasyon verisi sonrası, 25 baz puandan daha fazla faiz indirimi yaparak, politika faizini negatife çekme ihtimali de değerlendiriyor. Ancak genel kanı, faiz negatife geçecekse bile bunun Eylül toplantısında gerçekleştirilebileceği yönünde. Yine de bu toplantıda 50 baz puanlık indirime verilen 38%’lik ihtimalin hiç de küçümsenmemesi gerektiğini hatırlatmakta fayda var.

ÇİN

Faizlerde Değişiklik Beklenmiyor

Çin Merkez Bankası Mayıs toplantısında 1 yıllık ana kredi faiz oranını rekor düşük seviyeye çekmişti. Faiz 10 baz puan düşürülerek 3%’e getirilmişti. Aynı dönemde 5 yıllık ana kredi faiz oranı da 3,60%’tan 3,50%’ye getirilmişti.

Bu hamle piyasa beklentilerini karşılarken, yönetimin kapsamlı para politikası gevşetme önlemleri ile de uyumluydu. Haziran toplantısında faizlerde değişiklik yapılması beklenmiyor.

TÜRKİYE

TL Varlıklar İçin Gözler TCMB Kararlarında

Küresel piyasalar bir yandan jeopolitik risk temasında İsrail – İran gelişmesini değerlendirirken diğer yandan da yeni hafta dinamiklerinde herhangi bir faiz değişikliği beklentisi olmasa da Fed, BoE, BoJ, SNB hatta PBoC gibi önemli merkez bankalarının gelecek döneme yönelik vereceği mesajlara odaklanacaktır. Tabi içlerinden Fed hem ekonomik projeksiyonlarda izlenecek olası revizyonlar hem de ilk faiz indirimi Eylül ayında gerçekleşebilir mi sorusunun cevabı için önce beyanat sonra da Fed Başkanı Powell konuşmasını takip edecektir.

Küresel bu denli yoğun bir tempo ile ilerlerken içeride Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası TCMB, Fed sonrası 19 Haziran Perşembe günü Para Politikası Kararlarını açıklayacaktır. Bu toplantıda piyasa oyuncuları faiz indirimine yönelik ipuçları arayacaktır.

Piyasa beklentisine baktığımızda; ForInvest Haber’in gerçekleştirdiği TCMB Faiz anketinde, Haziran ayı toplantısına ilişkin Medyan Beklenti; 1 hafta vadeli repo faiz oranının %46,00 seviyesinde sabit bırakılacağı yönünde. GCM Yatırım Araştırma Departmanı olarak da bankanın bu toplantıda politika faizinde bir değişiklik yapmayacağını düşünüyoruz. İlk faiz indirimi için de Temmuz ayında ve 300 baz puan indirim gerçekleşecek şekilde düşünceye sahibiz.

Piyasa katılımcılarının önemli bir çoğunluğu bu toplantıda herhangi bir değişim beklentisi içerisinde yer almasa da hassas bir dönemde olmasından dolayı gerek politika faizi özellikle de üst bandın politika faiz oranına revize edilmesine yönelik olası bir aksiyona da şaşırmayacağını söyleyebiliriz. Bu sebeple de Para Politikası Kararları içerisinde yer alacak her cümle, piyasanın dikkatle takip edeceği başlıklar haline dönüşecektir. Saatler 14:15’i gösterdiğinde de XSpaces yayında karar sonrası konuya ilişkin en güncel haliyle düşüncelerimizi ve yol haritamızı paylaşacağız.

Makro göstergelerdeki iyileşme, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nı yeni bir politika fazına taşırken; faiz patikasına dair verilecek her mesaj, TL varlıkların yönü üzerinde doğrudan etkili olacak. Kritik eşikteki bu süreci detaylarıyla ele aldığımız “TL Varlıklar İçin Gözler TCMB Kararlarında” raporumuza ulaşmak için tıklayınız.

EURO BÖLGESİ

Almanya ZEW Ekonomik Hissiyatı

Almanya ZEW Ekonomik Hissiyat Endeksi Mayıs ayında 25,2 puana yükselerek negatif bölgeden çıkmış ve piyasa beklentilerini de aşmıştı. Yeni hükümetin kurulması ile birlikte önümüzdeki döneme ilişkin iyimserlik artarken, tarife konusunda anlaşma yoluna girildiği düşüncesi ve enflasyonun seyri de bu duruma katkı sağlamış görünüyor. 

GCM YATIRIM sizin için hazır! Yatırıma başlamaya hazır mısınız?
Yardıma mı ihtiyacınız var? Müşteri temsilcimize merhaba deyin!
Web sitemizi ziyaret eden kullanıcılara mümkün olan en iyi yatırım deneyimini sunabilmek için çerezler (cookieler) kullanmaktayız. Çerez politikalarımızın detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.