Lisanslı ve Geniş Yetkili Aracı Kurum - Lisans No: G-039 (398)

Dezenflasyon Nedir?

Evren Deniz - Kurumsal İçerik Uzmanı

Dezenflasyon, fiyatlar genel seviyesinde yaşanan artış hızının yavaşlaması ve böylelikle enflasyon oranlarındaki artış trendinin tersine dönerek alçalmaya başlamasıdır.

Dezenflasyon kavramı, mal ve hizmet fiyatlarının genel seviyesindeki sürekli düşüşü ifade eden deflasyon ile karıştırılmamalıdır; çünkü dezenflasyon sürecinde enflasyon pozitif kalmaya devam edebilir; ancak geçen dönemlere göre fiyat artış oranı artık daha düşük seviyelerde gerçekleşir. Örneğin, yıllık enflasyonun aylar itibariyle %10'dan, önce %9'a, ardından da %8’e gerilemesi tipik bir dezenflasyon sürecidir.

Enflasyonun optimum seviyeden (gelişmiş ülkeler için %2 civarı) yüksek olduğu dönemlerde düşüşe geçmesi yatırımcılar için iyi bir haber olabilir, çünkü böyle bir durumda, enflasyonla mücadele eden politika yapıcıların faiz oranlarını artırmayı bırakması ya da artış oranını yavaşlatması beklentisi doğar.

Dezenflasyonun Nedenleri

Enflasyonun düşüş dönemine girmesini birkaç faktör tetikleyebilir.

Sıkılaştırma politikaları: Hükümetlerin kemer sıkma adımları ya da merkez bankalarının şahin politikaları dezenflasyonu teşvik eder. Örneğin FED’in ve ECB’nin son zamanlarda yaptığı gibi, faiz oranlarının yükseltilmesi ve para arzını daraltıcı önlemler alınması; bankaların, işletmelerin ve tüketicilerin borçlanmasını daha pahalı hâle getirerek talebi frenlemekte ve bu da fiyatlardaki artış hızını yavaşlatmaktadır.

Düşen enerji fiyatları: Enerji, özellikle de petrol fiyatları, neredeyse tüm mal ve hizmetlerin üretim ve nakliye maliyetlerini etkilediği için enflasyonun temel belirleyicilerinden biridir.  Bu nedenle enerji fiyatlarında yaşanan bir düşüş veya en azından bir duraklama, ürün ve hizmet fiyatlarının artış hızının da yavaşlamasını sağlar.

Düşük enflasyon beklentileri: Enflasyonun beklentilerle doğrudan bir bağı vardır, ki merkez bankaları da bunu bildiği için, ellerindeki para politikası araçlarını kullanmak dışında, zaman zaman yaptıkları açıklamalarla ekonomik beklentileri de şekillendirmeye çalışırlar. 

Spesifik olarak, tüketiciler daha fazla enflasyon olmasını beklediklerinde tüketimlerini önceye çekerek mevcut talebi artırırlar ve bu da beklentilerin kendi kendini gerçekleştiren bir kehanete dönüşmesine neden olur. Gelecekteki fiyat artışları beklentisiyle artan talep, fiyatların giderek yükselmesiyle sonuçlanır. Buna karşılık, insanlar enflasyonu zirve yapıyor veya yavaşlıyor olarak algıladıklarında, dezenflasyonist davranışlarda bulunabilirler. Perakendeciler, tüketici harcamalarına çok büyük bir darbe indirmemek için daha yüksek fiyatlar uygulama döngüsünü durdurabilirler.

Dezenflasyonun Etkileri

Daha düşük bir enflasyon oranı, geleceğe dair daha az belirsizlik demektir, bu bakımdan enflasyonun giderek düştüğü dezenflasyonist bir ortama girilmesi ilk bakışta herkes için olumlu gibi görünebilir. Örneğin enflasyon düştükçe yatırımcılarının reel getirileri artar, merkez bankaları faiz artışlarını yavaşlatır ya da tersine faizleri düşürmeye başlayabilir. Düşen faizler, tahvil ve bono gibi borçlanma araçları fiyatlarını yukarı taşır; yatırımcılar riskli varlıklara yönelir, hisse değerlemeleri yukarı yönlü revize edilir.

Ancak tüm bunlar, göreli yüksek bir enflasyondan makul bir enflasyon düzeyine geçiş sağlayan dezenflasyonist duruma özgüdür. Düşük bir enflasyon ortamında ortaya çıkan dezenflasyonist baskı ise sağlıklı bir durumu yansıtmaz; çünkü çok düşük enflasyon ya da deflasyon da, en az yüksek enflasyon kadar ekonomik aktiviteyi sarsıcı bir etki yapar. Buna örnek durum, Japonya’nın özellikle 2000’li yıllarda içine düştüğü deflasyon ortamıdır. Japonya Merkez Bankası (BOJ), bu yıllarda faizleri olabildiğince düşük tutmuş ve hatta kimi dönemlerde negatif reel faiz uygulamıştı; ancak buna rağmen yıllar boyu talebi yeterince canlandırmayı başaramamıştı.

Kısaca, dezenflasyon için mutlak iyi ya da mutlak kötü değerlendirmesini yapmak doğru değildir. Buna karar vermek için, dezeflasyonun hangi enflasyon seviyesinde ortaya çıktığına ayrıca bakmak gerekir.

- Tüketiciler Üzerinde

Sıfıra çok yakın ya da negatif enflasyon (deflasyon) koşulunda, tüketicilerin yeni şeyler satın almaya, eşyalarını yenilemeye yönelik fazla bir telaşı yoktur. Hatta fiyatların daha da düşeceğini bekleyerek satın alma kararlarını erteleyebilirler de… Bu durum ilk başta kulağa hoş gelse de, bunun makroekonomik sonucu resesyona girmek olacaktır. Bu yüzden enflasyon düşük seyirdeyken devam eden dezenflasyon olgusu fazlasıyla can sıkıcı olabilir.

Öte yandan hiperenflasyon da tüketiciler için, fiyatların sürekli artarak alım gücünün günden güne düştüğü bir konjonktüre işaret eder. Özellikle çalışan kesim için bu oldukça yıkıcı olabilir, zira sabit gelirler enflasyonla aynı oranda artmayabilir. Dolayısıyla böyle bir hâlde tüketiciler açısından dezenflasyon oldukça rahatlatıcı bir etkiye sahiptir.

- Üreticiler Üzerinde

Enflasyon aynı zamanda malzeme, işçilik, enerji ve ulaşım gibi temel üretim girdilerindeki maliyetleri artırarak, ürünlerin üretimini, depolanmasını ve nakliyesini daha maliyetli hâle getirir.

Üreticiler için bir diğer önemli konu da planlamadır ve planlamaların gerçeklerle bağdaşır olabilmesi de geleceği öngörebilmeye bağlıdır. Enflasyon ise sadece her şeyin maliyetini artırmakla kalmaz, aynı zamanda üreticilerin ürün talebi projeksiyonları flulaştırır; tedarik, envanter ve nakit akışı planlama ve tahmin etme prosesini ise zora sokar.

Bu sebeple, yüksek bir enflasyon ortamında, ekonomik büyümede çok yara açmayan bir dezenflasyonist süreç, üreticiler tarafında olumlu karşılanacaktır.

- Borsa Üzerinde

Dezenflasyon, finansal piyasalar için çoğunlukla olumluya işarettir. Çünkü enflasyon düşerken, buna sıklıkla faiz oranlarının düşüşü de eşlik düşer. Gerek hisse senedi gerekse borçlanma araçları piyasaları, faizlerin düşmesini sever; zira risksiz getiri oranları düştükçe bu riskli varlıklara geçiş için bir katalizör oluşturur.

Tüm bunlara rağmen, dezenflasyonist durum, diğer bir ifadeyle ekonomik soğuma, yavaş bir iniş ile olmalıdır. Aksi takdirde dezenflasyon, aynı zamanda yavaş ekonomik büyümeyi de beraberinde getirebilir. Ekonomi büyüme yavaşladığında ise, şirketler daha az satış yapar ve daha az kârlı duruma gelir, hâliyle bu da özellikle hisse senedi piyasalarını olumsuz etkiler.

Dezenflasyon Örnekleri Nelerdir?

Önce dünyadan bir örnekle başlayalım.

1960’lı yıllara ABD ekonomisi %2’nin altında bir enflasyon oranıyla başladı, ancak 60’ların ortalarından itibaren enflasyon artma eğilimine girdi. Enflasyon asıl korkunç yüzünü ise, 1970’den 1980 senesine kadar geçen 10 yıllık zaman zarfında gösterdi ve bu dönemde ABD’de fiyatlar genel seviyesi iki katından fazla yükseldi. Öyle ki 1980 yılında yıllık enflasyon oranı %13,55 seviyesini dahi gördü. Elbette bu ABD ekonomisinin hiç alışık olmadığı bir seviyeydi.

Ancak 1979 yılında ABD Merkez Bankası’nın (FED) başına Paul Volcker geldi ve faizleri kademeli olarak arttırmaya başladı. 1980 yılının Haziran ayında Volcker yönetimindeki Fed, faiz oranlarını %20’ye kadar çıkardı (ABD için rekor bir oran).

Hâl böyle olunca toplam talep hızla bir düşüş sergiledi. Elbette bu faiz artışının, yüksek işsizlik ve resesyon da dâhil olmak üzere istenmeyen birtakım sonuçları da oldu; ancak yıllara yayılan dezenflasyonist ortam sayesinde hiperenflasyon zamanla hafifledi ve 80’li yılların ortalarına doğru neredeyse tamamen kontrol altına alındı.

Türkiye ekonomisi ise 70’li yıllardan 2000’lerin başına kadar uzun bir süre kronikleşen bir enflasyon yaşadı. Ancak 2001-2004 arasında uygulanan başarılı dezenflasyon politikası sayesinde 2004 yılında uzun yılların ardından enflasyonu tek haneli rakamlara indirmeyi başardı.

Söz konusu yıllarda, Türkiye’de başarıyla uygulanan dezenflasyon politikalarının dikkate değer bir diğer özelliği de, bu sürecin toplumsal anlamda maliyet yaratmadan yönetilmiş olmasıydı. Çünkü 2001-2005 döneminde Türkiye’nin GSYH’si yılda ortalama yüzde 6’nın üzerinde büyümeyi sürdürdü.

Ortaya konan bu başarıda ise, 2001 ekonomik krizinin ardından IMF ve Dünya Bankası tarafından önerilen yapısal ve kurumsal reformların hayata geçirilmesi, enflasyonun düşürülmesi yönünde kararlı adımların atılması, bütçe açıklarının kontrol altına alınması ve Merkez Bankası’nın uyguladığı para politikalarının etkinliği gibi faktörler, öncelikli rol oynamıştı.

GCM Yatırım Farkıyla, Borsa İstanbul’da Yatırım Yapın

Geleceğinizin inşasına bugünden başlayın ve yarınlarınıza yatırımı ertelemeyin.

Öyleyse şimdi siz de GCM Yatırım’da kendiniz için bir Yatırım Hesabı başvurusu yapın ve tasarruflarınızı Borsa İstanbul’da değerlendirin.

Üstelik borsa hesabınız açılana kadar, dilerseniz GCM Yatırım’ın sunduğu eşsiz ayrıcalıktan siz de faydalanabilir ve kullanımı tamamen ücretsiz olan “Demo Hisse Hesabı” ile 100.000 TL sanal parayla hiç risk almadan Borsa İstanbul’da yatırım yapmanın deneyimini yaşayabilirsiniz.

GCM Yatırım ile Borsa Yatırımı Yapmak İçin Ücretsiz Demo Hesabınızı Şimdi Oluşturun

DENEMEYE FOREX İLE BAŞLAYIN

Denemeye başla butonuna tıklayarak GCM'den elektronik ileti almayı, kullanım koşullarını, kişisel verilerin işlenmesine ilişkin aydınlatma metni ve izin Formu'nu kabul ediyorum.
Diğer Makaleler
DeFi, adeta bir bilim kurgu romanının sayfalarından fırlamış gibi görünen, kripto para dünyasının en heyecan verici kavramlarından biridir. Merkeziyetsiz finansın kısaltması olan DeFi, bankalar gibi geleneksel finansal aracılara ihtiya ...
Bitcoin ve Ethereum gibi kripto paraların yükselişiyle birlikte, kripto para piyasasının değişken dünyasını dengelemeye destek olmak için yeni bir dijital varlık türü ortaya çıktı: Stablecoin’ler. Gün&uum ...
Delist Ne Demek? Bir menkul kıymetin (örneğin, hisse senedi veya kripto para birimi), işlem gördüğü borsanın kotasyon şartlarını kaybetmesi veya farklı sebepler nedeniyle borsada liste dışı bırakılması (kotasyondan çıkarıl ...
Airdrop'lar, 2010'ların başında trol diye tabir edilen kişilerin birilerine istenmeyen dosyalar gönderme imkânını keşfetmesiyle moda oldu. Ancak günümüz fintech dünyasında airdrop kavramı farklı bir anlam kazanmıştır. ...
Blockchain teknolojisinden güç alan kripto para dünyası, yer kürenin görece olarak yeni keşfettiği bir alan; bu yüzden kripto para piyasası Bitcoin’in 2009 senesinde ortaya çıktığından beri genellikle d&uu ...
Rezerv para, genellikle merkez bankalarının veya diğer finansal kuruluşların, ülkelerinin döviz rezervlerinin bir parçası olarak büyük miktarlarda tuttukları, küresel olarak tanınan para birimlerini, gelişmiş ülke ...
ÜCRETSİZ DENEME HESABI İLE RİSK ALMADAN DENEMEYE BAŞLAYIN!
Denemeye başla butonuna tıklayarak GCM'den elektronik ileti almayı, kullanım koşullarını, kişisel verilerin işlenmesine ilişkin aydınlatma metni ve izin Formu'nu kabul ediyorum.
Yardıma mı ihtiyacınız var? Müşteri temsilcimize merhaba deyin!
Web sitemizi ziyaret eden kullanıcılara mümkün olan en iyi yatırım deneyimini sunabilmek için çerezler (cookieler) kullanmaktayız. Çerez politikalarımızın detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.