Tahvil ve Bono Nedir?
Gerek tahviller (bonds) gerekse bonolar (bills), bir yatırımcının kamu kuruluşuna/devlete veya özel bir şirkete/bankaya verdiği borcu temsil eden sabit getirili menkul kıymet sınıfında bir yatırım aracıdır.
Tahvil Nedir?
Tahviller, devletlerin ya da özel sektör kuruluşlarının uzun vadeli finansman sağlamak amacıyla ihraç ettikleri borçlanma senetleridir. Bir tahvile yatırım yaptığınızda, aslında ihraççı kuruluşa belirli bir süre için borç vermiş olur; karşılığında ise, tahvilin türüne bağlı olarak ya düzenli faiz (kupon) ödemeleri ya da vade sonunda, anapara ile birlikte tahvilin faizini toplu olarak geri alırsınız.
Piyasada en yaygın olanlar tahvil türü, sabit faizli olanlardır. Bu tahvillerde yatırımcı, vade boyunca öngörülebilir ve düzenli bir faiz geliri elde eder. Bununla birlikte değişken faizli tahviller de mevcuttur ve bu tür tahvillerde faiz oranı, belirli bir referans endekse (örneğin enflasyon veya politika faizi) bağlı olarak dönemsel olarak güncellenir.
Tahvilin sunduğu getiri ile taşıdığı risk arasında doğrudan bir ilişki vardır. İhraççının kredi notu ne kadar yüksekse, yatırımcının karşılaştığı risk o kadar düşük; dolayısıyla sunulan faiz getirisi de görece daha düşük olur. Örneğin, devlet tahvilleri düşük riskli kabul edilir ve hatta ABD gibi ülkelerin tahvil getirisi bu yüzden risksiz getiri oranı olarak referans kabul edilir. Özel sektör tahvilleri ise yapısal olarak daha yüksek getiri sunmakla birlikte, şirketin mali yapısına bağlı olarak temerrüt riski barındırabilir.
Elbette devlet veya özel sektör tahvilleri de kendi içinde homojen değildir. çünkü her ülkenin ya da şirketin kredi riski, ekonomik gücü ve piyasa itibarı farklıdır. Örneğin, biraz önceki örnekte verdiğimiz gibi ABD; diğer taraftan Birleşik Krallık ya da Almanya gibi mali disiplini güçlü ve temerrüt riski düşük ülkelerin tahvilleri "güvenli liman" olarak görülürken, gelişmekte olan ülkelerin tahvilleri daha yüksek faiz getirisi sunar çünkü daha risk taşırlar. Benzer şekilde, özel sektör tahvillerinde de yatırım yapılabilir (investment-grade) seviyedeki şirketlerle, spekülatif düzeyde kredi notuna sahip firmalar arasında ciddi risk farkı bulunur.
Bono Nedir?
Bonolar da, tıpkı tahviller gibi borçlanma aracı türünde sabit getirili bir menkul kıymettir; ancak tahvillerin vadesi 1 yıldan daha uzunken, bonoların vadesi 1 yıla kadardır.
Hem devlet (hazine bonosu) hem de özel şirketler tarafından (finansman bonosu) ihraç edilebilen bonolar, hazine veya özel şirketler tarafından genellikle kısa vadeli finansman ihtiyacını karşılamak amacıyla kullanılırlar.
Tahvillere benzer şekilde hazine bonoları da düşük riskli ve en güvenli yatırım araçları arasında yer alırken, özel sektör bonoları ihraççının mali durumuna bağlı olarak daha yüksek getiri sunar; ancak buna karşılık daha yüksek risk barındırır.
Bonoların bir diğer önemli özelliği ise, çoğunlukla iskontolu olarak satılmalarıdır. Yani bonodan elde edilen faiz geliri, öncesinde nominal değerinin altında bir fiyata alınması; vade sonunda ise nominal değer üzerinden geri ödeme alınması ile sağlanır. Bu iki değer arasındaki fark, yatırımcının faiz gelirini oluşturur. Örneğin 1.000 TL nominal değerli bir bono 950 TL’den alınırsa, vade sonunda 50 TL faiz geliri elde edilir.
Tahvil ve Bono Arasındaki Farklar
Tahvil ve bononun en önemli ortak noktası yukarıda da değindiğimiz şekilde her ikisinin de borçlanma aracı olması ve faiz geliri sağlamasıdır. Öte taraftan hem tahviller hem de bonolar ikincil piyasada işlem görebilir ve her ikisi de kısa piyasadaki faiz oranlarındaki değişimlere duyarlıdırlar. Bu nedenle tahvil ve bonoların ikincil fiyatlamasında faiz riski söz konusudur, ancak bir borçlanma aracının faiz değişimine duyarlılığı vadeyle ilişki olduğundan, vadesi daha uzun olanlarda faiz riski, doğal olarak daha yüksektir.
Tahvil ve bonolar arasındaki farklar kısaca şöyledir:
Özellik | Tahvil | Bono |
Vade Süresi | 1 yıl ve üzeri | 1 yıla kadar |
İhraç Edenler | Devletler ve özel sektör kuruluşları | Devletler ve özel sektör kuruluşları |
Faiz Yapısı | Kupon faizli ya da iskontolu olabilir | Çoğunlukla iskontolu ihraç edilir |
Risk ve Getiri | Vade uzun olduğundan faiz riski daha yüksektir | Daha kısa vadeli olduğu için göreceli olarak daha düşük faiz riski taşır |
Getiri Dönemi | Düzenli kupon ödemeleri (sabit/değişken) veya vade sonunda toplu ödeme | Vade sonunda tek seferde getiri |
Tahvil ve Bono Türleri Nelerdir?
Tahviller; ihraç eden kuruluşa, vade yapısına, faiz türüne ve ihraç edildikleri para birimine göre farklı türlere ayrılır. Buradaki en temel ayrım noktası, ihraççı temelli olarak yapılan devlet veya özel sektör farkı üzerinden şekillenir. Buna göre devletin iç piyasada gerçekleştirdiği borçlanmalarda, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan 1 yıldan uzun vadeli DİBS’lere (Devlet İç Borçlanma Senetleri) devlet tahvilleri, 1 yıldan kısa vadeli olanlara ise hazine bonosu denilir.
Diğer yandan şirketler ya da bankalar tarafından çıkarılan bu borçlanma araçlarının, vadesi 1 yılın üzerinde olanlara özel sektör tahvili; vadesi 1 yılın altında olanlara ise finansman bonosu ismi verilir.
Uluslararası piyasalarda sıkça karşılaşılan bir diğer tahvil türü Eurobond’lardır. Eurobond’lar, bir ülkenin kendi para biriminden farklı bir para birimiyle başka bir ülkede ihraç ettiği uzun vadeli borçlanma senetlerini ifade eder. Örneğin, Türkiye’nin Avrupa’da dolar cinsinden ihraç ettiği tahviller bu kategoriye girer. Diğer yandan, Türkiye’nin Japonya’da yen cinsinden ihraç ettiği tahviller ise yabancı tahvil kategorisinde değerlendirilir.
Tahviller ayrıca faiz yapısına göre de sınıflandırılır. Sabit faizli tahvillerde, ihraç anında belirlenen kupon oranı vade boyunca değişmezken; değişken faizli tahvillerde ise kupon oranı belirli bir referans endekse (örneğin TÜFE, TLREF, SOFR vb.) bağlı olarak periyodik şekilde güncellenir.
Bir diğer önemli tahvil türü ise sıfır kuponlu, diğer adıyla iskontolu tahvillerdir. Bu tahvillerde dönemsel faiz ödemesi yapılmaz ve bunun yerine nominal değerinin altında bir fiyattan satılarak getiri sağlanır. Diğer bir ifadeyle, sıfır kuponlu tahvillerde getiri -bonolarda olduğuna benzer şekilde- alış fiyatı ile vade sonunda ödenen nominal değer arasındaki farktan ve bu farkın vade boyunca sağladığı efektif faizden meydana gelir.
Tahvil veya Bono Nasıl İhraç Edilir?
Şirketler büyüme, yatırım veya borç yenileme gibi finansman ihtiyaçlarını karşılamak için tahvil veya bono çıkarabilir. Bu işlemler yasal bir çerçeve içinde ve belirli bir süreç doğrultusunda gerçekleşir.
Özel sektör tahvillerinde, ihraççı şirket öncelikle Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) başvurarak onay alır. Ardından hazırlanan izahname ve ihraç belgeleri kamuoyuyla paylaşılır. Tahvilin faiz oranı, vadesi ve ödeme yapısı bu belgelerde açıkça belirtilir.
Devlet tahvillerinde ise ihraç Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yürütülür. Bakanlık, iç borçlanma programı kapsamında belli tarihlerde ihale yöntemiyle tahvil veya bono satar. Yatırımcılar bu ihalelere doğrudan veya aracı kurumlar vasıtasıyla katılabilir.
İhraç sırasında belirlenen faiz oranı, yatırımcıların tahvile olan talebine ve genel piyasa koşullarına göre şekillenir. Aynı şekilde vade ve geri ödeme planı da önceden belirlenir ve yatırımcılara duyurulur.
Tahvil Faizi ve Kupon Ödemeleri Nasıl Çalışır?
Tahvil faizi, ihraç eden kuruluşun borç karşılığında yatırımcıya ödediği bedeldir ve bu ödemeler, tahvilin türüne göre farklı şekillerde gerçekleşir. En yaygın ödeme yöntemi, kupon ödemeleridir. Kupon ödemeleri, tahvilin vadesi boyunca belirli aralıklarla (genellikle 6 ayda bir veya yılda bir) yatırımcıya yapılan faiz ödemeleridir.
Sabit faizli tahvillerde, kupon oranı ihraç anında belirlenir ve vade sonuna kadar değişmez. Örneğin, %10 kupon oranına sahip 1.000 TL nominal değerli bir tahvil, yılda bir ödeme yapıyorsa yılda bir kere 100 TL, yılda iki ödeme yapıyorsa yılda iki kere 50 TL şeklinde ödeme kupon ödemesi yapar. Değişken faizli tahvillerde ise kupon oranı, TÜFE, TLREF veya SOFR gibi bir referans endekse bağlı olarak periyodik olarak güncellenir. Bu durumda, ödeme tutarı piyasadaki faiz oranlarına veya enflasyona göre değişebilir.
Tahvil faiz getirisi, aynı zamanda tahvilin piyasa fiyatına da bağlıdır. Eğer tahvil piyasada nominal değerinin altında işlem görüyorsa, vade sonu getirisi (yield to maturity) kupon oranından yüksek gerçekleşir. Tersine, tahvil nominal değerin üzerinde işlem görüyorsa, getiri kupon oranından düşük kalabilir. Bu nedenle, tahvil yatırımı yaparken hem kupon ödemeleri hem de piyasa fiyatı dikkate alınmalıdır.
Tahvil ve Bono Yatırımında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Tahvil ve bono yatırımı yaparken en önemli faktörlerden biri, faiz oranları ile vade arasındaki uyumdur. Yüksek faiz cazip görünse de, uzun vadeli tahviller faiz oranlarındaki yükselişlerden daha fazla etkilenir ve piyasa değeri düşebilir. Bu, özellikle vade öncesi satış planlayan yatırımcılar için fiyat dalgalanması riski yaratır.
Ayrıca yatırımcının getiri beklentisini doğru analiz etmesi gerekir. Brüt faiz oranı yerine, stopaj vergisi kesintisi sonrası net getiriye bakılmalıdır. Diğer yandan, enflasyon ve varsa kur riski gibi unsurlar da hesaba katılmalıdır. Sabit faizli tahvillerde yüksek enflasyon reel getiriyi düşürebilir ve bu gibi durumlarda TÜFE’ye endeksli tahviller daha korumalı bir seçenek olabilir.
Tahvil yatırımı yaparken tahvilin vade sonuna kadar tutulması durumunda sağlayacağı yıllık getiriyi gösteren vadeye kadar getiri (YTM - yield to maturity) de önemli bir ölçüttür ve bu yüzden bakılması gerekir. Bu değer, kupon ödemeleri, alış fiyatı ve vade sonunda ödenen anaparayı dikkate alır. Piyasa fiyatı nominal değerden farklı olduğunda, vadeye kadar getiri de kupon oranından farklı olacaktır.
Ayrıca, yazı içerisinde yer yer atıf yapıldığı temerrüt riski de özellikle özel sektör tahvillerinde ihraççının finansal sağlığı bağlamında değerlendirilmelidir.
Son olarak vade öncesi satılması planlanan tahvil ve bonolar için likidite riski de göz ardı edilmemesi gerektiğini eklemek de fayda var. Çünkü bazı tahvil ve bonolarda, düşük işlem hacmi nedeniyle satış yapmak diğerlerine göre daha zor olabilir.
Tahvil ve Bono Nereden Alınır?
Devlet tahvilleri ve özel sektör tahvilleri, bankalar ya da yetkili aracı kurumlar aracılığıyla doğrudan satın alınabilir. Bu yöntemle yapılan işlemler, sabit getirili menkul kıymet yatırımına örnek teşkil eder; yatırımcı, tahvilin vadesine kadar kupon getirisi elde eder ve vade sonunda anaparasını geri alır.
Buna alternatif olarak, tahvil piyasalarında fiyat hareketlerinden yararlanmak için pozisyon almak da mümkündür. Örneğin GCM Yatırım’da, ABD 5, 10 ve 30 yıllık tahvilleri gibi ürünlere dayalı CFD enstrümanları üzerinden işlem yapabilirsiniz. Bu ürünlerde tahvile doğrudan sahip olunmaz; bunun yerine, tahvil fiyatlarının yükseliş veya düşüşünden getiri elde edilmeye çalışılır.
CFD’ler kaldıraçlı ürünlerdir. Yani düşük teminatla daha büyük pozisyon alınabilir; bu da hem potansiyel kazancı hem de zarar riskini artırabilir. Kupon ödemesi veya vade sonunda anapara iadesi gibi klasik tahvil dinamikleri ise bu ürünlerde yoktur.
Bu nedenle, düzenli getiri arayan yatırımcılar doğrudan tahvilleri tercih ederken; fiyat dalgalanmalarına göre kısa vadeli işlem yapmak isteyen yatırımcılar için CFD’ler daha uygun bir seçenek olabilir.
GCM Yatırım’da açacağınız bir Forex Hesabı ile GCM Trader platformu üzerinden ABD tahvillerine dayalı CFD ürünlerine ulaşabilir ve piyasa fiyatlarını canlı olarak takip edebilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular
Tahvil ve bonolar, devlet veya özel sektör borçlanma araçlarıdır. Tahviller 1 yıl ve üzeri vadeli, sabit veya değişken faizli ya da iskontolu olabilir. Bonolar 1 yıla kadar vadeli, genellikle iskontolu ihraç edilir. Tahvillerde vadeye bağlı olarak faiz riski daha yüksek, bonolarda daha düşüktür. Tahviller düzenli kupon ödemesi yapabilir, bonolar ise genelde vade sonunda ödeme sağlar.
Tahvil faiz oranı, vadeye kadar getiri (YTM) ile hesaplanır. YTM, kupon ödemeleri, alış fiyatı ve vade sonu anaparasını dikkate alır. Piyasa fiyatı nominal değerden farklıysa, YTM kupon oranından farklı olur.
Özel sektör tahvilleri genellikle devlet tahvillerine göre daha yüksek getiri sunar, ancak temerrüt riski taşır. Fakat bu risk de ihraççı şirketin mali durumuna bağlı olarak değişiklik gösterir.
Devlet tahvilleri ve hazine bonoların tümü, DİBS olarak kısaltılan Devlet İç Borçlanma Senetleri sınıfına dâhil araçlardır.
Devlet tahvilleri ve vadeli mevduat, düşük riskli ve sabit getirili ürünlerdir. Mevduat, belirli bir limite kadar TMSF güvencesi sunar. Vadeli mevduatlar erken bozulduğunda anapara korunur, ancak faiz geliri kaybedilebilir. Tahvillerde ise vade süresince fiyatlar dalgalanabilir. Her iki ürün de vadeye kadar elde tutulduğunda getirisi önceden bilinir. Getiri farkı ise vade yapısı ve piyasa koşullarına bağlı olarak değişir.