TCMB Sıkılaştırma Hamleleri ve Borsa Tepkisi
TCMB beklentilere paralel olarak Şubat ayı toplantısında politika faizinde değişikliğe gitmeyerek %45 seviyesinde sabit tuttu. TCMB toplantı metninde;
- Politika faizinin mevcut seviyesinin aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sürdürüleceğini,
- Enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacağını,
- Makroihtiyati politikaları piyasa mekanizmasının işlevselliğini ve makro finansal istikrarı koruyacak nitelikte uygulamayı sürdüreceğini ve bu çerçevede, kredi büyümesi ve mevduat faizinde öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizmasının destekleneceğini, parasal sıkılığı desteklemek amacıyla likidite gelişmeleri yakından takip edilerek, sterilizasyon araçları etkin şekilde kullanılacağını,
- Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergelerin yakından takip edileceğini ve fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacağını ifade etmişti.
Mevcut konjonktüre baktığımızda, TCMB para politikasına ilişkin sıkılaştırıcı adımlar atmaya başladı.
6 Mart 2024’te yayımlanan duyuruya bakıldığında;
TCMB, sıkı para politikası duruşunu desteklemek amacıyla ek sıkılaşma adımları attığı görüldü. Bu adımların bir parçası olarak, kredi büyümesine dayalı menkul kıymet tesisi kapsamında aşağıdaki düzenlemeler yapıldı.
1- TL ticari krediler için aylık büyüme sınırı yüzde 2,5'ten yüzde 2'ye indirildi.
2- İhtiyaç kredileri için aylık büyüme sınırı yüzde 3'ten yüzde 2'ye düşürüldü. Taşıt kredilerinde ise yüzde 2 sınırı korundu.
Kredi büyüme sınırlarına ilişkin uygulamanın etkinliğini artırmak amacıyla, menkul kıymet tesisine ek olarak, kredi büyümesine dayalı zorunlu karşılık tesis edilmesine yönelik çalışmalar devam etmektedir. Ayrıca, parasal aktarım mekanizmasının güçlendirilmesine yönelik ilave adımlar üzerinde çalışıldığı ifade edilmiştir.
Bu düzenlemelerle birlikte, TCMB’nin sıkı para politikası duruşunu desteklemesi ve finansal istikrarı sağlamaya yönelik çabaları devam ediyor. Ayrıca, ihracat, yatırım, tarım ve esnaf kredileri ile kamu kuruluşlarına ve deprem bölgesine yönelik kredilerin bu sınırlamadan muaf tutulmaya devam edileceği belirtildi.
Diğer yandan; TCMB, bankacılık sistemindeki TL likiditesini sıkılaştırmak ve mevduat faizlerinde yukarı yönlü etki yaratmak amacıyla yeni zorunlu karşılık adımları açıkladı. Uygulama 15 Mart tesis tarihinde başlayacak ve 5 Ocak 2025 tesis tarihine kadar devam edecek.
Kararın detayları şu şekildedir:
1- Aktif büyüklüğü 500 milyar TL üzerinde olan bankalar, TL yükümlülükleri için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılıkların yüzde 25'ini bloke olarak tesis edeceklerdir.
2- Aktif büyüklüğü 100 milyar TL üzerinde olan bankalar ise TL yükümlülükleri için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılıkların yüzde 15'ini bloke olarak tesis edeceklerdir.
Ayrıca, TCMB'nin zorunlu karşılıklara üç ayda bir faiz ödenmesi uygulamasına bir aydan kısa vadedeki mevduatları da dahil ettiği belirtiliyor.
Bu düzenlemelerle birlikte, bankaların serbest hesaplardaki tesis ettikleri TL zorunlu karşılıkların bir kısmının bloke hesaplarda tutulması sağlanarak likidite kısıtlanacak ve mevduat faizlerinde yükseltici etki yaratılması amaçlanıyor. Reuters'a konuşan bankacılar, yapılan değişikliklerle getirilen zorunlu karşılıkların bloke olarak tesis edilmesi uygulamasının TL likiditesini sıkılaştıracağını ve bu nedenle mevduat faizlerinde yükseltici etki yaratacağını belirtiyor. Bu uygulama, bankaların ellerinde bulunan likiditeyi azaltacak ve kredi verme yeteneklerini sınırlayacaktır. Sonuç olarak, bankalar mevduat faizlerini yükseltmek zorunda kalabilirler. Bu değişikliklerin, TCMB’nin sıkı para politikası duruşunu desteklemek amacıyla alındığı düşünülebilir.
16 Mart 2024 tarihinde bir karar daha gündeme geldi. Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre; kredi kartı nakit avans çekimlerinde faiz oranı yüzde 4,42’den yüzde 5’e yükseltilirken, kredili mevduat hesabı faizi de yüzde 5’e çıkarıldı.
Son dönemde gerçekleşen ilave sıkılaştırma adımlarına bakıldığında TCMB’nin faiz artırımına gidip gitmeyeceği de piyasa da tartışılır hale gelmiş durumda. Öte yandan enflasyonun beklentilerin üzerinde gerçekleşmesiyle beraber Deutsche Bank Mart ayında 500 baz puan faiz artışının yüksek ihtimal olduğunu belirtirken, JP Morgan Nisan ayında 500 baz puan faiz artımı olacağını beklediklerini bildirdi. Son olarak Bank of America’da TCMB’nin Nisan ayında 300 - 500 baz puanlık faiz artırma ihtimali olduğunu belirtti. Faiz kararı öncesinde anketlere bakıldığında ise politika faizinin %45 seviyesinde tutulacağı bekleniyor. Burada faiz kararından ziyade metin içerisindeki söylemler ve seçim sonrası bankanın para politikasında değişiklik olacak mı düşüncesi önem arz ediyor.
Peki Borsa’da Tepki Nasıl Oldu?
Her şeyden önce beklenen Fitch’in Türkiye değerlendirmesinde kredi ve not görünümünde artışa gitmesi bir miktar soluklanma yaratacak mı derken etkisi sınırlı kaldı borsa da aşağı yönlü fiyatlama devam etti. Diğer yandan TCMB’den gün gün gelen ilave sıkılaştırma adımları baskı unsuru oldu. 8 Mart 2024’te başlayan tedirginlik seçim sürecine yaklaşırken etkisini sürdürmeye devam ediyor. 4 ana sektör bazında bakıldığında (XBANK, XUSIN, XHOLD, XUHIZ) net bir şekilde gözlenen geri çekilme BİST100 endeksinde son dönemde yaşanan kayıpların resmi olarak karşımıza çıkıyor. Öte yandan yerel seçim öncesinde TL mevduatın alternatif olma ihtimali de baskı yaratan diğer bir etken olarak değerlendirilebilir. 21 Mart faiz kararı ve karar metnindeki geleceğe yönelik verilecek mesajlar, para politikasında değişiklik olup olmayacağı soru işaretlerine cevap bulmak açısından oldukça önem taşıyacak. 11 – 15 Mart haftasındaki seyre bakıldığında BİST100 endeksindeki haftalık kayıp - %3,57 seviyesinde gerçekleşirken Mart ayının başından itibaren de yaklaşık -%4 kayıp yaşandığı görülüyor. Düşüşlerin devam edip / etmeyeceği hususunda, içinde bulunduğumuz 18 – 22 Mart 2024 haftasındaki fiyat hareketli önem arz ediyor. Diğer yandan yaşanan düşüşlere karşılık BİST100 endeksinin yıl başından itibaren getirisinin 18 Mart 2024 itibarıyla %18 düzeyinde olduğu ve 2 aylık enflasyon rakamının üzerinde getiriye sahip olması önem taşıyor. Bu açıdan bakıldığında gerçekleşen realizasyonları olumsuz okumamak gerekli. Bu tür geri çekilmeler seçim sonrasında yabancının da giriş yapabileceği beklentisi, enflasyondaki baz etkisine karşın katılığın gündemimizi meşgul etmesi ile avantajını koruması ve mevduattan daha iyi bir performans gerçekleştirmesini sağlayabilir. Diğer yandan temel olarak uygun çarpanlara sahip şirketler ve güncel gelişmelere hızlıca adapte olabilen sektörlerin bu süreçte öne çıkabileceğini de söylemek faydalı olacaktır.