Piyasalar 3-C etkisinden ne zaman kurtulacak
Yeni yılın başlaması ile küresel piyasalarda ekonomik faktörler ile birlikte birçok farklı dinamiğin de finansal araç fiyatları üzerinde etkili olduğunu gördük. 2014 yılına girilirken ABD Merkez Bankası’nın (FED) para politikası tarafında attığı ve atabileceği adımlar gündemin ilk sırasında iken, yılın ilerleyen ayları ile birlikte başlıca faktörler arasına Kırım gerginliği ve Çin kaygıları da eklendi. Tabi ki, ABD’den gelen ekonomik verilerin, ülkede son yıllarda yaşanan en sert kış şartlarından etkilenmesi de, oldukça önemli bir unsur olarak dikkat çekti. Bu paralelde küresel piyasalarda “Cold”, “Crimea” ve “China” üçlüsü (Soğuk – Kırım - Çin) olarak yakından takip edilmeye başlandı.
1.C, “Cold”
ABD’de Aralık ayında 1977’den, Ocak ayında ise 1994’den bu yana görülen en sert kış şartları yaşandı. Doğal olarak insan yaşamını olumsuz etkileyen bu faktörün etkileri, ekonomik veriler üzerinde de görüldü. Özellikle Aralık-Ocak dönemleri için açıklanan önem derecesi yüksek ABD’nin tarım dışı istihdam değişimi (TDİ) verileri hayal kırıklığı yaratırken, piyasaları da tedirgin etti. Olumsuz verilerin gerçekten soğuk hava yüzünden mi, yoksa ABD ekonomisindeki kötü gidişattan mı kaynaklandığı sorgulandı. Ancak Şubat ayı TDİ verisinin 175K ile tahminlerin üzerinde gerçekleşmesi ABD ekonomisi için umutları artırırken, FED’in de aylık tahvil alımlarını kısmaya devam edeceği beklentilerinin canlı kalmasını sağladı. Hatta artık FED’in ne zaman faiz artıracağı konuşuluyor. Banka’nın tahvil alımlarını azaltmaya devam etmesi ve 2015 oralarında da faiz artırımına gideceği beklentisi, yurtiçinde de düşük faiz ve daha ucuz Dolar döneminin sonuna gelindiğinin bir göstergesi olabilir. Her ne kadar içeride siyasi istikrar piyasaları bir miktar tatmin etmiş görülse de, FED faiz artırmaya başlayabilir ve Dolar’ın değer kaybetmesini bekleyenler de bu paralelde yanış adımlar atmış olabilir. Yani piyasaların korkusu olan ilk “C”lerden birinin ömrünün uzun olması beklenmiyor demek yanlış olmayacaktır.
2.C, “Crimea”
2014 Mart ayı içerisinde piyasalar bir tarihe tanıklık ederken, Ukrayna’ya bağlı Kırım Özerk Bölgesi adım adım Rusya topraklarına katıldı. Rusya’nın Ukrayna’da daha da ileri gitmek isteyeceğini ve bir savaş ihtimalini fiyatlayan piyasa katılımcıları öncelikle Altın, Japon Yeni ve İsviçre Frankı gibi varlıklara yöneldiler. Ancak sonrasında atılan diplomatik adımlar ve batılı ülkelerin Rusya’ya uygulayacağını belirttiği yaptırımlar kişi bazlı olarak sınırlanınca, global piyasa katılımcıları daha ileri bir gerginliğin gelmeyeceği düşüncesine ağırlık verdiler. Böylelikle Kırım’ı kazanmış bir Rusya, batılı ülkeler karşısında izole olmayı tercih ederken, konunun üstü de şimdilik bir miktar kapatılmış oldu.
3.C, “China”
Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’in, büyüme tarafında hız kaybettiği endişesi piyasaların risk algısı üzerinde son derece etkili olan faktörler arasında yer alıyor. ABD ve Çin gibi iki motoru olan bir uçağa benzetilen dünya ekonomisi, zaten henüz tam olarak çalışmayan ABD motorunun yanına bir de ikinci aksayan bir pervane olarak Çin’i düşünmek istemiyor. Dolayısı ile Çin’den açıklanan ve ekonomik sağlığının ne doğrultuda ilerlediğine ilişkin bilgiler sağlayan veriler, Türk Lirası’ndan, altın ve petrol gibi birçok varlık üzerinde sert fiyat değişimlerine yol açabiliyor. Ancak bu tarafta da, hükümetin ekonomik büyüme hedeflerini tutturabilmek adına adımlar atmaya hazır olduğunu ifade etmesi, 3.C’nin de gözden düşme aşamasında olduğu sinyallerini veriyor.
Özet:Piyasaların “3-C” si olarak adlandırılan söz ettiğimiz bu faktörlerin etkileri, ekonomik veriler üzerinden ne kadar çabuk arınırsa, piyasaların risk iştahı da o kadar yerinde olabilir. Ancak FED’in, tahvil alımlarını azaltma ve faiz artırma tarafındapiyasa beklentilerinden daha erken atacağı olası bir adım, özelikle gelişmekte olan ülkeler için çok parlak sonuçlar doğuracak gibi görünmüyor.
1.C, “Cold”
ABD’de Aralık ayında 1977’den, Ocak ayında ise 1994’den bu yana görülen en sert kış şartları yaşandı. Doğal olarak insan yaşamını olumsuz etkileyen bu faktörün etkileri, ekonomik veriler üzerinde de görüldü. Özellikle Aralık-Ocak dönemleri için açıklanan önem derecesi yüksek ABD’nin tarım dışı istihdam değişimi (TDİ) verileri hayal kırıklığı yaratırken, piyasaları da tedirgin etti. Olumsuz verilerin gerçekten soğuk hava yüzünden mi, yoksa ABD ekonomisindeki kötü gidişattan mı kaynaklandığı sorgulandı. Ancak Şubat ayı TDİ verisinin 175K ile tahminlerin üzerinde gerçekleşmesi ABD ekonomisi için umutları artırırken, FED’in de aylık tahvil alımlarını kısmaya devam edeceği beklentilerinin canlı kalmasını sağladı. Hatta artık FED’in ne zaman faiz artıracağı konuşuluyor. Banka’nın tahvil alımlarını azaltmaya devam etmesi ve 2015 oralarında da faiz artırımına gideceği beklentisi, yurtiçinde de düşük faiz ve daha ucuz Dolar döneminin sonuna gelindiğinin bir göstergesi olabilir. Her ne kadar içeride siyasi istikrar piyasaları bir miktar tatmin etmiş görülse de, FED faiz artırmaya başlayabilir ve Dolar’ın değer kaybetmesini bekleyenler de bu paralelde yanış adımlar atmış olabilir. Yani piyasaların korkusu olan ilk “C”lerden birinin ömrünün uzun olması beklenmiyor demek yanlış olmayacaktır.
2.C, “Crimea”
2014 Mart ayı içerisinde piyasalar bir tarihe tanıklık ederken, Ukrayna’ya bağlı Kırım Özerk Bölgesi adım adım Rusya topraklarına katıldı. Rusya’nın Ukrayna’da daha da ileri gitmek isteyeceğini ve bir savaş ihtimalini fiyatlayan piyasa katılımcıları öncelikle Altın, Japon Yeni ve İsviçre Frankı gibi varlıklara yöneldiler. Ancak sonrasında atılan diplomatik adımlar ve batılı ülkelerin Rusya’ya uygulayacağını belirttiği yaptırımlar kişi bazlı olarak sınırlanınca, global piyasa katılımcıları daha ileri bir gerginliğin gelmeyeceği düşüncesine ağırlık verdiler. Böylelikle Kırım’ı kazanmış bir Rusya, batılı ülkeler karşısında izole olmayı tercih ederken, konunun üstü de şimdilik bir miktar kapatılmış oldu.
3.C, “China”
Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’in, büyüme tarafında hız kaybettiği endişesi piyasaların risk algısı üzerinde son derece etkili olan faktörler arasında yer alıyor. ABD ve Çin gibi iki motoru olan bir uçağa benzetilen dünya ekonomisi, zaten henüz tam olarak çalışmayan ABD motorunun yanına bir de ikinci aksayan bir pervane olarak Çin’i düşünmek istemiyor. Dolayısı ile Çin’den açıklanan ve ekonomik sağlığının ne doğrultuda ilerlediğine ilişkin bilgiler sağlayan veriler, Türk Lirası’ndan, altın ve petrol gibi birçok varlık üzerinde sert fiyat değişimlerine yol açabiliyor. Ancak bu tarafta da, hükümetin ekonomik büyüme hedeflerini tutturabilmek adına adımlar atmaya hazır olduğunu ifade etmesi, 3.C’nin de gözden düşme aşamasında olduğu sinyallerini veriyor.
Özet:Piyasaların “3-C” si olarak adlandırılan söz ettiğimiz bu faktörlerin etkileri, ekonomik veriler üzerinden ne kadar çabuk arınırsa, piyasaların risk iştahı da o kadar yerinde olabilir. Ancak FED’in, tahvil alımlarını azaltma ve faiz artırma tarafındapiyasa beklentilerinden daha erken atacağı olası bir adım, özelikle gelişmekte olan ülkeler için çok parlak sonuçlar doğuracak gibi görünmüyor.