BOJ beklentileri zayıflıyor mu?
Küresel finansal piyasalarda gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının para politikalarına ilişkin beklentiler, varlık fiyatlarında etkili olan ana faktörler arasında yer alıyor. Ülkelerin ekonomik görünümleri, kısa veya uzun vadede fiyatlamaların yapılmasına neden olabilirken, değişen koşullar doğrultusunda merkez bankalarının kullanabilecekleri araçlar da farklılık gösterebiliyor. Hatta farklı ekonomik performanslar gösteren ülkelerde, merkez bankalarına yönelik beklentiler de farklılaşabiliyor. Örneğin İngiltere Merkez Bankası’nın (BOE) ne zaman faiz artışına gideceği gündemde yer alırken, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) para politikasını genişletmek zorunda kaldığı görülüyor. Bunun yanında, aynı merkez bankasına ilişkin piyasa beklentilerinin, ekonomik göstergelerin performansına göre kısa süreler içerisinde değişiklik gösterebildiğini de ifade edebiliriz. Dünyanın en önemli merkez banaklarından bir olan Japonya Merkez Bankası’nı (BOJ) tam da bu noktada dikkat çeken bir örnek olarak gösterebiliriz.
“BOJ için Japonya verileri izleniyor”
Son anketler incelendiğinde BOJ’un iki gün sürecek ve Cuma günü tamamlanacak toplantısı sonrasında para politikasında yeni bir adım atması beklenmediği görülüyor. Ancak Nisan ayı öncesine göz attığımızda, yılın ikinci çeyreğinin ilk ayı ile uygulanmaya başlanan satış vergisi artışının ekonomik aktiviteleri olumsuz etkileyebileceği yönündeki düşüncelerin, BOJ’u yakın bir tarihte adım atmaya itebileceği değerlendiriliyordu. Değişen beklentilerin temeline göz attığımızda ise Japonya’nın son dönemdeki makro-ekonomik göstergelerinin dikkat çektiğini ifade edebiliriz.
BOJ’un, 13 Haziran Cuma günü yapacağı para politikasında her hangi bir adım atmayacağı düşüncesinin oluşmasını sağlayan faktörlerden bir tanesinin Nisan ayı enflasyon oranı verisini olduğunu ifade edebiliriz. Yıllık bazdaki ulusal tüketici fiyat endeksi, 1992 yılından bu yana ilk kez yapılan satış vergisi artışı sonrasında son 23 yılın en yüksek seviyesine çıktı ve %3.4 olarak açıklandı. Yakıt fiyatlarındaki artışın yanında, ülkede aydınlanma ve su vergisinin rekor yükseliş kaydetmesi, vergi artışının etkisi olarak enflasyondaki bu yükselişin nedenleri arasında yer aldı. Enflasyonu %2’ye yükseltmeyi amaçlayan BOJ’un kısa vadede para politikasını genişletmeyeceği düşüncesine de bu gösterge destek verdi diyebiliriz. Şimdi ise asıl sorunun, enflasyon oranının uzun vadede %2 civarında tutunup tutunamayacağı olduğunu söyleyebiliriz. BOJ ile birlikte önümüzdeki dönemlerde söz konusu rakamdaki değişiklikler yakından takip edilmeye devam edilecek.
“Büyüme rayında mı?”
Japonya Merkez Bankası’nın Haziran ayını pas geçeceği inancına destek veren etkenlerden bir diğerinin ise bu hafta başında nihai datası açıklanan büyüme oranı olduğu söyleyebiliriz.
Yılın ilk çeyreğinde %1.6 olarak beklentilerin de üzerinde gelen Japonya’nın GDP verisi, 2011’in üçüncü çeyreğinden bu yana görülen en hızlı büyümeye işaret etti. Sermaye harcamalarındaki %7.6’lık keskin artış ise, rakamın içerisinde dikkat çeken kalemler arasında yer aldı.
“Cuma Günü BOJ piyasaları nasıl etkileyebilir?”
Son aylardaki heyecanlı bekleyişlerin aksine yukarıda söz ettiğimiz unsurların etkisi ile BOJ’un önümüzdeki toplantısında yeni bir adım atacağı yönündeki beklentinin daha zayıf olduğunu ifade edebiliriz. BOJ’un ek teşvik önlemleri almayı henüz düşünmediğine ilişkin beklentinin fiyatlanması ile birlikte haftaya 102.50 civarından başlayan USD/JPY paritesinin 101.85’lere kadar gerilediğini gördük. Gelişmiş ekonomiler için veri takviminin nispeten zayıf olması, paritenin de görece daha sakin bir seyir izlemesine neden olduğunu söyleyebiliriz.
Her ne kadar BOJ’dan yeni bir adım beklenmese de, Banka’nın piyasaları şaşırtarak genişlemeci ek parasal önlemler açıklaması Yen’de sert değer kayıplarına yol açabilir. Kararların yayınlanmasının ardından düzenlenecek basın konferansında BOJ Başkanı Kuroda’nın kullanacağı cümleler de, ileriye yönelik beklentilerin fiyatlanabilecek olması nedeni ile yakından izlenmelidir. Haftanın son işlem günüde gerek ülkenin para birimi değeri, gerekse Nikkei endeksindeki değişikler için BOJ kararlarının belirleyici olabileceğini ifade edebiliriz.
“BOJ için Japonya verileri izleniyor”
Son anketler incelendiğinde BOJ’un iki gün sürecek ve Cuma günü tamamlanacak toplantısı sonrasında para politikasında yeni bir adım atması beklenmediği görülüyor. Ancak Nisan ayı öncesine göz attığımızda, yılın ikinci çeyreğinin ilk ayı ile uygulanmaya başlanan satış vergisi artışının ekonomik aktiviteleri olumsuz etkileyebileceği yönündeki düşüncelerin, BOJ’u yakın bir tarihte adım atmaya itebileceği değerlendiriliyordu. Değişen beklentilerin temeline göz attığımızda ise Japonya’nın son dönemdeki makro-ekonomik göstergelerinin dikkat çektiğini ifade edebiliriz.
BOJ’un, 13 Haziran Cuma günü yapacağı para politikasında her hangi bir adım atmayacağı düşüncesinin oluşmasını sağlayan faktörlerden bir tanesinin Nisan ayı enflasyon oranı verisini olduğunu ifade edebiliriz. Yıllık bazdaki ulusal tüketici fiyat endeksi, 1992 yılından bu yana ilk kez yapılan satış vergisi artışı sonrasında son 23 yılın en yüksek seviyesine çıktı ve %3.4 olarak açıklandı. Yakıt fiyatlarındaki artışın yanında, ülkede aydınlanma ve su vergisinin rekor yükseliş kaydetmesi, vergi artışının etkisi olarak enflasyondaki bu yükselişin nedenleri arasında yer aldı. Enflasyonu %2’ye yükseltmeyi amaçlayan BOJ’un kısa vadede para politikasını genişletmeyeceği düşüncesine de bu gösterge destek verdi diyebiliriz. Şimdi ise asıl sorunun, enflasyon oranının uzun vadede %2 civarında tutunup tutunamayacağı olduğunu söyleyebiliriz. BOJ ile birlikte önümüzdeki dönemlerde söz konusu rakamdaki değişiklikler yakından takip edilmeye devam edilecek.
“Büyüme rayında mı?”
Japonya Merkez Bankası’nın Haziran ayını pas geçeceği inancına destek veren etkenlerden bir diğerinin ise bu hafta başında nihai datası açıklanan büyüme oranı olduğu söyleyebiliriz.
Yılın ilk çeyreğinde %1.6 olarak beklentilerin de üzerinde gelen Japonya’nın GDP verisi, 2011’in üçüncü çeyreğinden bu yana görülen en hızlı büyümeye işaret etti. Sermaye harcamalarındaki %7.6’lık keskin artış ise, rakamın içerisinde dikkat çeken kalemler arasında yer aldı.
“Cuma Günü BOJ piyasaları nasıl etkileyebilir?”
Son aylardaki heyecanlı bekleyişlerin aksine yukarıda söz ettiğimiz unsurların etkisi ile BOJ’un önümüzdeki toplantısında yeni bir adım atacağı yönündeki beklentinin daha zayıf olduğunu ifade edebiliriz. BOJ’un ek teşvik önlemleri almayı henüz düşünmediğine ilişkin beklentinin fiyatlanması ile birlikte haftaya 102.50 civarından başlayan USD/JPY paritesinin 101.85’lere kadar gerilediğini gördük. Gelişmiş ekonomiler için veri takviminin nispeten zayıf olması, paritenin de görece daha sakin bir seyir izlemesine neden olduğunu söyleyebiliriz.
Her ne kadar BOJ’dan yeni bir adım beklenmese de, Banka’nın piyasaları şaşırtarak genişlemeci ek parasal önlemler açıklaması Yen’de sert değer kayıplarına yol açabilir. Kararların yayınlanmasının ardından düzenlenecek basın konferansında BOJ Başkanı Kuroda’nın kullanacağı cümleler de, ileriye yönelik beklentilerin fiyatlanabilecek olması nedeni ile yakından izlenmelidir. Haftanın son işlem günüde gerek ülkenin para birimi değeri, gerekse Nikkei endeksindeki değişikler için BOJ kararlarının belirleyici olabileceğini ifade edebiliriz.