Lisanslı ve Geniş Yetkili Aracı Kurum - Lisans No: G-039 (398)

Anlaşma sonrası Yunanistan ve Avrupa

13 Temmuz 2015 GCM Araştırma & Analiz- Araştırma & Analiz
Küresel piyasaların son aylardaki en önemli gündem başlıklarından bir tanesi hiç kuşku yok ki Yunanistan’ın içerisinde bulunduğu duruma ilişkin gelişmeler oldu. Ocak ayında göreve gelen hükümet ile Avrupalı ortakları arasında borç müzakereleri uzayan Yunanistan, yeni yıl başladığından bu yana zorlu bir sınavdan geçti. Atina Yönetimi’nin referandum kararından, ülkenin Euro Bölgesi dışında kalma olasılığına kadar, ilgili sürecin içerisindeki birçok gelişme global sermaye piyasaları için de kritik virajlar oldu. Ancak 13 Temmuz 2015’de liderler zirvesinin ardından yapılan açıklamada Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk, tarafların bir anlaşmaya vardığını duyurdu. Tabi ki bu aşamada, sağlanan uzlaşmanın detayları ve sonrasında Euro Bölgesi’ni nelerin bekleyebileceği yönündeki sorular ortaya çıkmış oldu.




“Yol haritası”





Öncelikle Yunan Başbakan Çipras’ın varılan anlaşmanın getirdiği bazı yasaları Parlamentosu’ndan geçirmesi ve son olarak da 15 Temmuz Çarşamba günü ilgili paketi oylaması gerekiyor. Eurogoup Başkanı Dijsselbloem yaptığı açıklamada güvenin sağlanması için Yunan Parlamentosu’nun çok hızlı hareket etmesi gerektiğinin altını çizmişti. Kurtarma programına Yunan Parlamentosu’nun onay vermesi halinde Eurogoup bir telekonferans toplantısı düzenleyecek ve durumu değerlendirecek. Diğer ulusal parlamentoların da onayı sonrasında kurtarma müzakereleri için resmi süreç başlayacak. Ayrıca 30 Haziran’da IMF’ye olan ödemesini kaçıran ve ülke bankalarının sermaye kontrolleri nedeni kapandığı Yunanistan’ın süren likit sıkıntısı için Eurogroup bir köprü görevi üstlenecek finansman seçeneklerini de değerlendirilecek. Üzerinde anlaşıldığı duyurulan programın ise yaklaşık 80 milyar Euro civarında olduğu belirtiliyor. Görünen o ki Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nde kalması ve borçlarını ödemeye devam edebilmesi için yapması gereken ev ödevleri var. Söz ettiğimiz süreç içerisinde yaşanabilecek aksaklıklar ülkenin kurtarma anlaşmasını tehlikeye atarak yeniden Yunanistan’ın parasal birlikten uzaklaştırılmasını ve temerrüt söylentilerini geri getirebilir. Bu açıdan, izlenecek yol haritası oldukça kritik diyebiliriz. Anlaşmanın detaylarını ise aşağıdaki gibi özetlemek mümkün.


•Kamu varlıklarının transfer edilmesi ile 50 milyar Euro büyüklüğünde özelleştirme fonu kurulacak, yönetim Yunan yetkililerde, ancak denetim Avrupalı uzmanlar tarafından yapılacak

•İlgili fon, bankaların yeninden sermayelendirilmesinde ve borç ödemelerinde kullanılacak

• 12.5 milyar Euro’luk kısmı yatırımlar için kullanılabilecek

•Yunanistan IMF’ye, Mart 2016’da tamamlanacak mevcut programı bittikten sonra yeni bir anlaşma için başvuru yapacak

•KDV oranları reforme edilecek

•Emeklilik sisteminin sürdürülebilirliği için tedbirler alınacak

•Bütçe fazlası hedefinin başarılamaması halinde reformlar kamu harcamalarında kesinti getirecek



Görünen o ki Avrupalı yetkililerin de ifade ettiği gibi, Yunanistan Euro Bölgesi’nde kalmak ve yardım alabilmek için acı bir reçete uygulamak zorunda kalacak. Ancak anlaşma için müzakerelere başlanması için bile kolay bir sürecin tarafları beklediğini ifade edemeyiz. Öncelikle parlamentolardan ilgili yardım paketinin onay alması gerekiyor ki, özellikle 11-12 Temmuz tarihlerinde katı tavırları ile dikkat çeken Almanya ile Finlandiya parlamentolarındaki oylamalar zorlu geçebilir. Bu iki ülke liderliğinde bazı üyeler, Yunanistan’a yardım edilmesine karşı çıkmış, 5 yıllığına Euro Bölgesi’ni terk etmesini içeren bir seçenek gündeme getirmişlerdi.




“Sorun bitti mi?”


Bundan sonraki aşamada yatırımcılar, yukarıda bahsettiğimiz süreçlerin aşılıp, Atina’nın kurtarma fonuna ulaşması halinde, küresel piyasaların aylardır yakından izlediği Yunanistan sorunu çözülecek mi sorusuna cevap arayacak. Tabi ki Yunanistan adına son derece sıkıntılı günlerin yaşanacağını belirtebiliriz. Uygulanacak kemer sıkma tedbirleri ülke halkını yine zorlu bir yola çekecek. Diğer yandan uzun vadede Yunanistan aldığı kurtarma yardımları ile ekonomisini istikrara kavuşturmayı başarabilir ancak bunun için birkaç genç neslin feda edilmesi gerekiyor gibi görünüyor.



Uluslararası piyasalar ise tabi ki konuya başka bir çerçeveden bakıyor. Yunanistan konusunun yatırımcılar için taşıdığı risk, ülkenin Euro Bölgesi’nden ayrılması ve ardından başka üyelerin de bu yolu izleyebileceği şeklindeydi.  Bu durum parasal birliğin çözülmesine kadar ilerleyebilecek bir güven ve prestij kaybına yol açabilirdi. Ancak Atina’nın kararları sonrasında bu ihtimal şimdilik uzaklaştırıldı. Yine de Yunanistan’ın reformları uygulamada sorun yaşaması ve Avrupalı büyüklerinin sözünden çıkması halinde ortaklık bozulabilir. Bıçak sırtında ilerleyecek bu süreç içerisinde Yunanistan’da hükümetin değiştiğine bile tanık olabilecek piyasalar, konuyu çok yakından izlemeye devam etmek zorunda kalacak.

GCM YATIRIM sizin için hazır! Yatırıma başlamaya hazır mısınız?
Yardıma mı ihtiyacınız var? Müşteri temsilcimize merhaba deyin!
Web sitemizi ziyaret eden kullanıcılara mümkün olan en iyi yatırım deneyimini sunabilmek için çerezler (cookieler) kullanmaktayız. Çerez politikalarımızın detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.