Avrupa Merkez Bankası Kararı: Belirsizlik Hareketliliği Artırabilir
Küresel piyasalarda büyük merkez bankalarının faiz artırım döngülerini ne zaman sonlandıracağı ve yüksek faiz ortamının ne kadar süre gündemde kalacağı en önemli sorular. Özellikle bankaların uyguladığı faizlere ilişkin beklentilerdeki ayrışma, Dolar endeksinin yeni haftaya negatif başlamasında etkili oldu. Dolayısıyla hala belirsizliğini koruyan Avrupa Merkez Bankası faiz politikası haftanın önemli başlıklarından biri olarak takip edilecek.
Avrupa Merkez Bankası’nın hem beklemede kalma, hem de faiz artırımı konusunda geçerli argümanları bulunuyor. Dolayısıyla faiz ihtimalinin iki senaryoya da oldukça açık olduğu söylenebilir. Aşağıda ise 11 Eylül itibariyle swap piyasalarında fiyatlanan ihtimaller görülebilir. Burada 14 Eylül’deki beyanat için 25 baz puanlık faiz artırımına 38,9% ihtimal verildiği görülebilir. Yıl sonu için ise mevduat faiz oranı 3,828 olarak fiyatlanıyor.
Faizin sabit bırakılma sebebi için özellikle ankete dayalı göstergeler hedef gösterilebilir.
- İşletme güveni 2021’den bu yana en kötü seviyelerde.
- İmalat aktivitesini gösteren PMI verileri 38 ayın en hızlı yavaşlamasını gösteriyor.
- Hizmet aktivitesi son 2 ayda daralma bölgesine girerken Şubat 2021’den beri en hızlı yavaşlamayı gösterdi.
- Euro Bölgesi ZEW endeksi ekonomiye ilişkin görüşün son 4 aydır negatif seyrettiğini gösteriyor.
- Tüketici güveninde yıl boyunca sağlanan toparlanma, bunu temsil eden endeksin pozitif bölgeye geçmesi için hala yeterli olmadı.
Bunun karşısında ise yüksek enflasyon var. Gerek manşet, gerek çekirdek enflasyon 5%’in üzerinde ve Banka’nın hedefinden oldukça uzak.
Lagarde Temmuz ayında her ihtimale kapıyı açık bıraktı. Bunun yanında Avrupa Merkez Bankası’nın önde gelen isimleri (Almanya, Fransa ve Hollanda Merkez Bankası Başkanları) faiz artırımının hala seçenekler arasında olduğunu vurguladı.
Bir yılı aşkın süredir devam eden faiz artırımları ardından güven endekslerindeki zayıflamayla da Banka’nın faiz artırımına ara vermesi haksız bir karar olarak değerlendirilmeyebilir. Ancak şu ana kadarki gelişmeler, Banka’nın daha çok enflasyonla mücadele vurgusunu ön plana çıkardığını, güven endekslerinden çok gerçekleşen verilere odaklı politika izlediğini gösterdi. Dolayısıyla bu görüşe göre faiz artırımı senaryosunun bir adım önde çıktığı da söylenebilir.
Avrupa Merkez Bankası’nın enflasyon ve büyüme konusunu nasıl değerlendireceği, faiz kararının yanında Euro bazlı hareketleri etkileyebileceği diğer başlık olacak. Özellikle enflasyon tahminlerinde son dönemde enerji fiyatlarındaki yükselişe bağlı olarak yukarı yönlü revizyonlar gerçekleşmesi beklenebilir.
Özetle; faiz beyanatı oldukça bulanık görünüyor. Faizin artma ihtimali bir adım önde görünürken, faiz artırılmaması halinde yılın sonuna kadar bu ihtimalin gündemde kalması beklenebilir. Dolar endeksinin haftaya kayıpla başlamasında bu ihtimalin etkisi olduğu da varsayılabilir.