Enflasyondaki Düşüş Russell 2000’e Destek Veriyor
Fed’in sıkılaştırıcı para politikası uygulamalarını ne zaman sonlandıracağına ilişkin tartışmaların sürdüğü dönemde, enflasyonun geri çekilmesi ABD endekslerine katkı sunmaya devam ediyor. Haziran ayından bu yana S&P500 endeksi yükseliş isteğini belirginleştirirken, Russell 2000 aynı dönemden bu yana daha muhafazakar şekilde toparlanma sergiliyor. Buradaki pozitif rüzgarın kaynağı, enflasyondaki geri çekilmenin faizlerde de düşüşü tetikleyebilme potansiyeli olabileceği hatırlatmakta fayda bulunuyor.
Özellikle 2023 Haziran ayındaki tüketici enflasyonu %3’e gerileyerek, hem bir önceki ayın hem de beklentilerin altında gerçekleşti. Buradaki düşüşte, enerji ve ikinci el araç piyasasındaki fiyatlarındaki düşüş, gıda fiyatlarındaki artış hızındaki yavaşlama etkisini hissettirdi. Diğer yandan %9,1 oranı ile 1981’den bu yana kaydedilen en yüksek enflasyonun getirmiş olduğu baz etkisini de göz ardı etmemek gerekiyor. Çekirdek enflasyon oranı ise %4,8 ile hem bir önceki ayın hem de beklentilerin altında gerçekleşti ve 2021 Ekim ayından bu yana en düşük seviyeye geriledi.
Tabi buradaki en büyük etkilerden birinin, Fed’in politika faizini Küresel Finans Krizi’nden bu yana en yüksek seviyelere çıkarmasında olduğu çok açık biçimde karşımıza çıkıyor. Fed, yükselen enflasyona karşılık çözümü politika faizinin yükseltilmesiyle birlikte bulmaya çok yakın gözüküyor. Fed’den %2 oranındaki hedeflenen enflasyona ulaşmak için, halihazırda %5,00 - %5,25 aralığında tutulan politika faizinde son birkaç adım atılması öngörülüyor. Aslında bu durum, Fed’in Haziran ayında sunduğu para politikası beyanatında da belirtilmişti.
FOMC üyelerinin tahminlerini içeren tabloya göre, 2023 yıl sonuna kadar politika faizinin ağırlıklı olarak %5,50 - %5,75 aralığında tutulması öngörülüyor. İlerleyen yıllarda ise ağırlıklı olarak politika faizinde düşüş beklentisi FOMC üyelerinde mevcut gözüküyor. Piyasa fiyatlamalarına göre oluşan beklentilerde, önümüzdeki Temmuz toplantısında Fed’den 25 baz puanlık artış bekleniyor. Temmuz toplantısı sonrasında ise artış ihtimali oldukça düşük şekilde yer alıyor.
Piyasa beklentileri ile FOMC öngörüleri arasında faiz artırımı açısından, özellikle Temmuz toplantısı sonrasında, farklılık bulunuyor. Piyasadaki faiz beklentisi %5,25 - %5,50 aralığına oturmuş durumda, yani sadece 1 adet faiz artımı beklentisi mevcut. Bu durum FOMC üyelerinin öngörülerinde 2 adet faiz artımına işaret etmişti. İşte aradaki bu ayrışma, piyasadaki iyimserliğin yaratmış olduğu ortamında açıklanmasındaki baş etmen olarak karşımıza çıkıyor. Bu tablo, ABD endekslerindeki yükselişlerin yaşanmasına etkili ölçüde katkı sunuyor.
Enflasyonun bu denli düşmesi, Fed’in sıkılaştırıcı adımlarının sonuna geldiğimize işaret edebilir. Ancak Fed’in bunu ne zaman ilan edeceği soru işareti olarak kalmaya devam ediyor. Özellikle yılsonuna doğru oluşacak enflasyon – faiz dengesi, iyimserliğin sürüp sürmeyeceğine daha fazla ışık tutabilir. FOMC üyeleri mi yoksa piyasa mı daha iyi öngörülere sahip, yaşayıp göreceğiz.
Russel 2000 Analizi
Russell 2000 endeksini uzun vadede teknik açıdan değerlendirdiğimizde, 20 (1847) ve 50 (1851) periyotluk üstel hareketli ortalamaların desteklediği 1834 – 1900 bölgesini takip etmekteyiz. Endeks 1834 – 1900 bölgesi üzerinde hareket ettiği sürece, beklentimiz yükseliş yöndedir. Yukarı yönlü fiyatlamaların devamında 2025 – 2050 ve 2100 seviyeleri gündeme gelebilir. Bu aşamada 2025 – 2100 aralığının göstereceği tepki, toparlanma eğiliminin sürekliliği açısından etkili olabilir. Bu aralığın aşılması halinde %61,8’lik düzeltme seviyesi 2147’ye doğru hareket alanı oluşabilir, aksi halde pozitif fiyatlamalar bu aralıkta sınırlanabilir.
Alternatif durumda, negatif yönlü beklentinin öne çıkabilmesi için, 1834 – 1900 bölgesi altında kalıcı fiyatlamalara ihtiyaç duyulabilir. 1834 seviyesi altındaki olası düşüşlerde, 1740 – 1705 ve 1640 seviyeleri ile karşılaşılabilir. Bu esnada 1640 – 1740 aralığı geri çekilme isteğini baskılayan bir görünüm çizebilir.