Piyasalarda mayısta sat ve gitti mottosu işler mi?
Piyasalardayeni beklenti oluşturabilecek önemli bir gelişmeler var mı diye bakılsa, ne veri takviminden ne uluslararası ilişkiler-jeopolitik durumdan ne de dünya ekonomisinin gidişatından piyasaları heyecanlandıracak gündem bulmak biraz zor. Bu durumda “mayısta sat ve git” (‘Sell in May goaway) geleneksel mottosu 2014 yılı için de geçerli olabilir mi?
Fed yarın akşam büyük ihtimalle 10 milyar dolarlık azaltımla YOLA devam edecek, mayıs ayında toplantısı yok, haziran ayına kadar gelen verileri yorumlamaya çalışan bir piyasa izleyebileceğiz. Fed tarafında asıl mesele faiz artırımı, piyasalar Fed’den faiz artırımına dair sinyal almaya çalışıyor. Fed ise faizi artırmada aceleci olmayacağını her fırsatta belirtiyor. Kısaca Fed konusunda varlık alımında azaltım bayat haber, faiz artırımı beklentisinin güçlenmesi için biraz daha zamana, daha iyi – detayında daha sağlam ekonomik verilere, enflasyona ihtiyaç var.
Euro Bölgesi’nde işler fena değil. Ekonomide kıpırdanma var. Güçlü eurodeflasyonist baskı yaratmaya devam ediyor. İşsizlik yüksek, kredi sistemi hala istendiği gibi aktif çalışmıyor. ECB ve Draghi’den hamle beklentileri piyasada dile getiriliyor. ECB’den Fed-BOJ benzeri parasal genişleme programı isteyenler yüksek sesle beklentilerini dile getiriyor. ECB ve Draghi bütün olasılıklara açık, her aksiyonu gerektiğinde almaya hazır olduklarını sürekli dile getiriyorlar ama şu ana kadar herhangi bir aksiyon görülmedi. Nisan enflasyonu da düşük gelirse ECB’den gevşeme beklentileri güçlenecek fakat 18 ayrı ülkenin devlet tahvili-özel sektör tahvili nasıl alınacak, hukuki ve teknik sorunlar nasıl aşılacak? Ciddi sorun. O yüzden ECB’den parasal genişleme yerine şimdilik en fazla faiz indirimi beklemek daha doğru olabilir. Gelecek faiz indirimi “gamechanger” olabilir mi, o da zor. Euro/Dolar paritesi de şimdilik ECB’deneuroyu değersiz kılacak bir hamle beklemiyor olmalı ki hala 1,39 seviyesine yakın. Özetle Avrupa tarafında yeni haber yok. Şimdilik sorunlu güney ülkeleri düşük enflasyonun tahvil-bono piyasasında yarattığı bahar havasını kutlamaya devam edebilir.
Rusya-Ukrayna gerginliği ara ara hararetlense de sıcak çatışma kimin işine yarar? AB ülkeleri ABD ile Rusya arasında arabulucu konumunda. Şu ana kadar hafif denebilecek yaptırımlarla sorunun masada çözülme çabalarının devamı, bu gerginlikten en fazla zarar görecek büyük Avrupa ülkeleri için hayati önemde. Piyasalar Ukrayna gerginliğini “bir şekilde çözülür”, “sıcak çatışma beklemiyoruz” tavrıyla çok önemsemedi. Tansiyonun arada yükselmesi piyasaları çok rahatsız etmedi.
Hisse senetleri piyasası hala canlı. Zirvelere yakın seyir devam ediyor. Fakat yeni rekor seviyelere gitmek için “sebep” aranıyor. Riskli varlıklarda yeniden alım yapmayı gerektirecek hikayelere ihtiyaç var. Balon tehdidi her geçen gün artıyor fakat kırıldı kırılacak denilen uzun vadeli yükseliş trendi hala korunuyor. Ne çıkabilen ne düşebilen, zirvede sıkışan bir piyasa.
Altın Ukrayna gerginliğinden, tatsız dünya endekslerinden faydalanıp 1392 dolara kadar yükseldi. Borsalarda tekrar kıpırdanma ve “alışılan” Rusya gerginliği ile 1268 dolar seviyesine kadar geri çekildi. Bugünlerde 1300 dolar seviyesi üzerinde kalma çabası içerisinde. 1320 seviyesini aşamayan, 1275 seviyesi altında kalıcı olmayan altın için 100 dolarlık hareket alanı görülüyor.
Bütün bu maddelerden sonra piyasaların mayıs ayını en iyi ihtimalle “rölantide” geçirmesi muhtemel. Mart ve nisan ayında elde edilen kazançların mayıs ayı ile realize edilmesi mecburiyet değil elbette fakat istatistiğin söylediği bir şey var, mayıs ayı genelde çok da parlak geçmiyor. Mayıs ayına girerken saydığımız başlıklarda bir değişiklik olmadığı varsayımıyla yatay-aşağı yönlü piyasalar şaşırtıcı olmamalı.