Petrolde Son Durum: OPEC+, Salgın, ABD – Çin gerilimi
Petrol fiyatları salgın ile birlikte tek haneli rakamları görmesinin ardından toparlanma eğilimini sürdürüyor. Toparlanma eğilimi için önemli dayanaklar karantina önlemlerinin gevşetilmesi, petrol fiyatının ucuz seviyelerde bulunma düşüncesi ve OPEC+’nın ek üretim kısıntısı kararı oldu. Bu gelişmelerle birlikte petrol tekrar 30 Doların üzerine tırmanmayı başardı.
Bahsettiğimiz üç başlık için de mutlak bir yön yok. Hatta karşısında tekrar ortaya çıkan ABD – Çin ticaret savaşı endişesi de bulunuyor. Bunlara kısaca değineceğiz.
Karantina önlemlerinin gevşetilmesi tartışmalı olsa da birçok ülkede başladı. Ekonomilerin tekrar toparlanacağı beklentisini oluşturan bu gelişme ile birlikte talepte canlanma petrol fiyatlarını yukarı çekiyor. Burada dikkat edilmesi gereken iki durum var. Bunlardan ilki, salgında olası bir ikinci dalga riski bulunuyor olması. İkinci risk ise toparlanmanın fiyattaki ivmeyi karşılayabilecek kadar hızlı olmama ihtimali-ki bu durum çok ciddi yön değişimlerine yol açabilir. Bu maddedeki olumlu senaryo ise, toparlanmanın para politikaları ve mali teşviklerle birlikte ikinci bir dalga oluşmadan sağlanması olacaktır. Ancak her ihtimalde toparlanmanın da çok hızlı olmayacağı unutulmamalı.
İkinci madde petrolün ucuz seviyelerde bulunma ihtimali. Haziran ayı kontratı negatif fiyatı görerek tarihte bir ilk olarak manşetleri süslemişti. Stoklardaki yığılma ve fiili teslimattan kaçınmalar nedeniyle oluşan bu durumun ardından fiyatlar toparlanmaya başladı. Ancak bu bizi ilk maddedeki, toparlanmanın ekonomilerdeki toparlanmadan daha hızlı olması, yön değişimine neden olabilir.
OPEC+ petrolde dengeyi koruyabilecek mi?
Petrolde 2008 ve 2014 yıllarındaki sert düşüşte olduğu gibi gözler tekrar OPEC ve OPEC+ tarafına çevrildi. Örgüt ise 9,7 milyon varillik üretim kısıntısı ile piyasayı desteklemeye koyuldu. OPEC+ başlığını ise iki maddede incelemek gerekiyor.
Bunlardan ilki, piyasayı desteklemeyi amaçlayan üretim kısıntısı kararına uyum Mayıs ayında 74% oldu. (Kaynak: Reuters) Bu daha önce de rastlanan bir gelişme. Ancak Örgüt’e güvenin bu kadar zayıfladığı bir süreçte daha yüksek uyum oranları ummak yanlış olmamalı. Kota anlaşmasının başlamasından hemen önce piyasaları petrole boğan ülkelerin, ikinci maddede bahsedeceğimiz konuda nasıl davranacakları, aynı kotaya uyum oranındaki gibi güvene bağlı.
OPEC+’nın mevcut kota anlaşmasını ileriye taşıyıp taşımayacağı Haziran ayı içerisinde belli olabilir. Örgüt’ün takvimdeki toplanma tarihi 9 – 10 Haziran. 9 Haziran her zamanki gibi OPEC, 10 Haziran da OPEC+ görüşmeleri için ayrılmış durumda. Fakat her zamanki gibi kaynak haber akışı 9’undan itibaren yakından takip edilecek.
Anlaşma veya anlaşamama
Anlaşmanın uzatılması petrol piyasasının desteklenmeye devam edilmesi açısından önemli. Anlaşma olsun olmasın, petrol fiyatları bir süre sonra dengeye oturacaktır. Fakat bu dönemin ne kadar sancılı geçeceği politika yapıcıların çabaları kadar OPEC+ tarafının katılımına da bağlı olacaktır.
Anlaşmanın uzatılmaması halinde 30 Dolar bölgesinin üzerine tırmanan petrol fiyatları için tekrar baskılanma süreci başlayabilir. Bundan sonra ise tekrar sıkıntı çeken üretici haberleri yoğunluk kazanacak, gözler tekrar Örgüt’e çevrilecektir. Bu aşamada salgın sonrası toparlanan ekonomiler bile daha istikrarlı seyir gösterebilir.
30 Dolar sonrasında 40 – 41 Dolar bölgesi önemli olabilir
Petrolde 30 Dolar sınırı oldukça hızlı aşıldı. Bu ivme ile birlikte Mart ayının ikinci haftasında oluşan fiyat boşluğu da dolmaya başladı. Bu boşluğun üst sınırı ABD petrolünde 41, Brent petrolde 45 Dolar olarak karşımıza çıkıyor.
Fiyatın aştığı her kademe, üretim kanadından incelediğimizde petroldeki denge arayışını riske sokuyor. Çünkü ABD dahil, istekli veya isteksiz bu dönemde üretimini kısan her ülke, feragat ettiği pazar paylarını tekrar kapmak için zaman kolluyor. Örnek olarak, OPEC+’nın petrolün 30 Doları aşması sonrası anlaşmanın uzatılması konusundaki rahat açıklamaları, muhtemelen tek haneli fiyatlar sırasında yaşanamazdı.
Dolayısıyla yükselen fiyatlara karşı üretici ülkelerin tutumları önemli. Özellikle fiyat boşluğunun kapanabileceği 40 – 41 Dolar bölgesinin hem direnç, hem destek olarak tutumu önümüzdeki süreçte yakından takip edilecek.
Bahsettiğimiz üç başlık için de mutlak bir yön yok. Hatta karşısında tekrar ortaya çıkan ABD – Çin ticaret savaşı endişesi de bulunuyor. Bunlara kısaca değineceğiz.
Karantina önlemlerinin gevşetilmesi tartışmalı olsa da birçok ülkede başladı. Ekonomilerin tekrar toparlanacağı beklentisini oluşturan bu gelişme ile birlikte talepte canlanma petrol fiyatlarını yukarı çekiyor. Burada dikkat edilmesi gereken iki durum var. Bunlardan ilki, salgında olası bir ikinci dalga riski bulunuyor olması. İkinci risk ise toparlanmanın fiyattaki ivmeyi karşılayabilecek kadar hızlı olmama ihtimali-ki bu durum çok ciddi yön değişimlerine yol açabilir. Bu maddedeki olumlu senaryo ise, toparlanmanın para politikaları ve mali teşviklerle birlikte ikinci bir dalga oluşmadan sağlanması olacaktır. Ancak her ihtimalde toparlanmanın da çok hızlı olmayacağı unutulmamalı.
İkinci madde petrolün ucuz seviyelerde bulunma ihtimali. Haziran ayı kontratı negatif fiyatı görerek tarihte bir ilk olarak manşetleri süslemişti. Stoklardaki yığılma ve fiili teslimattan kaçınmalar nedeniyle oluşan bu durumun ardından fiyatlar toparlanmaya başladı. Ancak bu bizi ilk maddedeki, toparlanmanın ekonomilerdeki toparlanmadan daha hızlı olması, yön değişimine neden olabilir.
OPEC+ petrolde dengeyi koruyabilecek mi?
Petrolde 2008 ve 2014 yıllarındaki sert düşüşte olduğu gibi gözler tekrar OPEC ve OPEC+ tarafına çevrildi. Örgüt ise 9,7 milyon varillik üretim kısıntısı ile piyasayı desteklemeye koyuldu. OPEC+ başlığını ise iki maddede incelemek gerekiyor.
Bunlardan ilki, piyasayı desteklemeyi amaçlayan üretim kısıntısı kararına uyum Mayıs ayında 74% oldu. (Kaynak: Reuters) Bu daha önce de rastlanan bir gelişme. Ancak Örgüt’e güvenin bu kadar zayıfladığı bir süreçte daha yüksek uyum oranları ummak yanlış olmamalı. Kota anlaşmasının başlamasından hemen önce piyasaları petrole boğan ülkelerin, ikinci maddede bahsedeceğimiz konuda nasıl davranacakları, aynı kotaya uyum oranındaki gibi güvene bağlı.
OPEC+’nın mevcut kota anlaşmasını ileriye taşıyıp taşımayacağı Haziran ayı içerisinde belli olabilir. Örgüt’ün takvimdeki toplanma tarihi 9 – 10 Haziran. 9 Haziran her zamanki gibi OPEC, 10 Haziran da OPEC+ görüşmeleri için ayrılmış durumda. Fakat her zamanki gibi kaynak haber akışı 9’undan itibaren yakından takip edilecek.
Anlaşma veya anlaşamama
Anlaşmanın uzatılması petrol piyasasının desteklenmeye devam edilmesi açısından önemli. Anlaşma olsun olmasın, petrol fiyatları bir süre sonra dengeye oturacaktır. Fakat bu dönemin ne kadar sancılı geçeceği politika yapıcıların çabaları kadar OPEC+ tarafının katılımına da bağlı olacaktır.
Anlaşmanın uzatılmaması halinde 30 Dolar bölgesinin üzerine tırmanan petrol fiyatları için tekrar baskılanma süreci başlayabilir. Bundan sonra ise tekrar sıkıntı çeken üretici haberleri yoğunluk kazanacak, gözler tekrar Örgüt’e çevrilecektir. Bu aşamada salgın sonrası toparlanan ekonomiler bile daha istikrarlı seyir gösterebilir.
30 Dolar sonrasında 40 – 41 Dolar bölgesi önemli olabilir
Petrolde 30 Dolar sınırı oldukça hızlı aşıldı. Bu ivme ile birlikte Mart ayının ikinci haftasında oluşan fiyat boşluğu da dolmaya başladı. Bu boşluğun üst sınırı ABD petrolünde 41, Brent petrolde 45 Dolar olarak karşımıza çıkıyor.
Fiyatın aştığı her kademe, üretim kanadından incelediğimizde petroldeki denge arayışını riske sokuyor. Çünkü ABD dahil, istekli veya isteksiz bu dönemde üretimini kısan her ülke, feragat ettiği pazar paylarını tekrar kapmak için zaman kolluyor. Örnek olarak, OPEC+’nın petrolün 30 Doları aşması sonrası anlaşmanın uzatılması konusundaki rahat açıklamaları, muhtemelen tek haneli fiyatlar sırasında yaşanamazdı.
Dolayısıyla yükselen fiyatlara karşı üretici ülkelerin tutumları önemli. Özellikle fiyat boşluğunun kapanabileceği 40 – 41 Dolar bölgesinin hem direnç, hem destek olarak tutumu önümüzdeki süreçte yakından takip edilecek.