Lisanslı ve Geniş Yetkili Aracı Kurum - Lisans No: G-039 (398)

ABD'de İkinci Çeyrek Bilançoları Yeni Rekorları Destekleyecek Mi?

10 Temmuz 2014 Umut Tuncer- Uluslararası Piyasalar Müdür Yardımcısı
Dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD’de bilanço sezonu 8 Temmuz itibariyle başladı. Bilanço süreci, beklentiler ve olası etkilere değinmeden önce endekslerin hangi ortamda yoğrulduğunu birkaç cümlede özetleyeceğiz.

Uzun süredir ABD’de faiz artırımı gelecek mi gelmeyecek mi, gelecekse piyasa beklentisinden önce mi sonra mı, küresel büyüme yavaşlar mı yavaşlamaz mı soruları arasında şaşırtıcı bir şekilde rekor üstüne rekor kıran borsa endeksleriyle karşılaşıyoruz. İlk olarak, ABD’de önceki şartların tersine, iyi veri, faiz artırımını erken tarihe aldırır ve bu durum da şirketleri kötü etkileralgısının artık her senaryoda geçerli olmadığını bilmek gerekiyor. Karışık süreç içerisinde, artık krizden çıkış sürecine girildiğine dair işaret olan bu durum, aynı zamanda endekslerdeki artışla da destekleniyor. Öte yandan jeopolitik gündemle birlikte artan enerji fiyatları ABD halkına maliyet olarak negatif yansısa da, şirket bazlı değerlendirdiğimizde karlılıklara katkı sağlaması beklenen bir değişken durumunda.


“ABD’de kriz öncesi 14000 seviyelerinde seyreden endeksin 7000 bölgesine kadar düşüş yaşadığı görülüyor. Faizlerin rekor düşük seviyeye çekilmesi sonrasında artışa geçen endeks, 2013 yılında kayıplarını tamamlamıştı. Bu süreçten sonra yeni rekorlar gören DJ30 ve S&P500, faiz artırımıyla bağdaştırıldığında etkili bir gösterge olarak (diğer birçok göstergeyle birlikte) karşımıza çıkıyor.”

Piyasanın ağırlıklı olarak psikolojik yanını aktardıktan sonra şirket bilançolarına dönüş yapabiliriz.Bahsettiğimiz ortamda, endekslerde yeni rekorlar gerçekleşti. Ancak 5 yıllık yükseliş maratonuyla birlikte değerlemelerin böyle bir süreçte bu denli yükselmesi, potansiyel kazançlar için doğal olarak tehdit oluşturuyor. İşte burada devreye bilanço sezonunun girdiğini söyleyebiliriz. Özellikle Dow Jones için kutlanan 17000 bariyerinin üzerinde kalıcılık için gereken potansiyel veya toparlanma için gerekli destek bu süreçte oluşabilir. Tabi negatif etkilerle birlikte daha uzun soluklu satışların oluşma ihtimali hala küçümsenemeyecek kadar risk teşkil ediyor.

Hisse (pay) senedi piyasalarında, ayrıntılı bir yatırım stratejisi belirlerken bilanço kalemleri muhakkak etkili bir şekilde incelenmektedir. Ancak rekorlara doymayan piyasa, aynı zamanda aşırı değerleme “spekülasyonları” (maliyetler) nedeniyle takip edilmesi gereken kalem sayısını azaltmasa da, fiyatlamalarda ön plana çıkan kalem sayısını azaltıp birçok yatırımcıya kolaylık oluşturabilir. Örneğin yılın ikinci yarısında şirketlerden bol bol kar dağıtımı rakamları ve ciro artışı beklendiğini belirtebiliriz. Bu kalemlerin beklenti üzerinde açıklanması hisse yatırımcısı için (dolayısıyla forex yatırımcısı için de) katlandığı maliyete değecek bir yatırım anlamına gelecektir. Fiyat/Getiri oranı (hissenin ucuz veya pahalı olduğunu anlamak için sıkça kullanılan bir gösterge) Mart 2005’ten bu yana en yüksek düzeye ulaşmış durumda. Buna bağlı olarak da yatırımcılar, endekslerin şu anki yüksek düzeyini dengeleyecek ve onlara alım için bir neden verecek rakamlara ihtiyaç duyuyor.

Göstergeler ekonomisinin zamanla daha iyiye gittiğine işaret ediyor. Bu da aynı zamanda yatırımcıların şirketlerden beklentilerini artıran bir diğer unsura işaret ediyor ki bunu da ikinci çeyrek bilanço sezonunda göreceğiz. Fakat bu süreçte de diğer bir soru karşımıza sürekli çıkacaktır; beklentiler çok mu yüksek? Aşağıda, sektörlere dair büyüme beklentilerini görebiliriz;

Zorunlu Harcamalar  %6,2
Hammadde             %5,2
Enerji                         %11,2
Finans                        -%2,7
Sağlık                    %8,4
Sanayi                   %8,3
Lojistik                   %8,6
Teknoloji                   %12,3
Telekomünikasyon    %8,6

Altyapı Hizmetleri     -%0,6
S&P 500                    %6,2 

Koyu renkle belirttiğimiz sektörler, öne çıkan kar beklentileri veya daralmaya işaret eden ender sektörleri içeriyor. Bu nedenle endeksin geleceğine dair anahtar şirketler konumunda bulunan Google, Bank of America, General Electric, JP Morgan, Exxon Mobile gibi şirketlerin etkileri ön plana çıkabilir. Tabi yapı sektöründe ön sırada yer alan Caterpillar firmasını da etkili olabilecekler kategorisine dahil etmek gerekiyor. Ek olarak ülkenin önde gelen endeksi S&P 500’de %6,2’lik artış beklentisi de dikkat çekiyor.

Madalyonun arka tarafına baktığımızda, özellikle belirttiğimiz önde gelen şirketlerin performanslarının beklentilerin altında kalması, Dow Jones 30 endeksinin 17000 üzerinde seyretme çabasını yerle bir edebilir. Her iki ihtimalde de, endekslerde ve hisse fiyatlarında gerçekleşebilecek hareketlilik, yeni çeyreğin ilk ve en etkili işlem fırsatlarını yatırımcılara sunacaktır.
GCM YATIRIM sizin için hazır! Yatırıma başlamaya hazır mısınız?
Yardıma mı ihtiyacınız var? Müşteri temsilcimize merhaba deyin!
Web sitemizi ziyaret eden kullanıcılara mümkün olan en iyi yatırım deneyimini sunabilmek için çerezler (cookieler) kullanmaktayız. Çerez politikalarımızın detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.