Savaş Senaryoları Gölgesinde Türk Savunma Sanayi
Ülkemizin bulunduğu jeopolitik konum açısından çok yabancı olmayan savaş sözcüğü son zamanlarda daha fazla zikredilmeye başlandı. İlk olarak kuzeyimizde 2014 yılında başlayan Rusya- Ukrayna gerilimi tırmanarak 24 Şubat 2022 tarihinde patlak verdi. İki ülke arasında başlayan savaş batı ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemesiyle daha da şiddetlenerek günümüze kadar devam etti. Savaşın büyümesi yalnız askeri değil, diplomasi, enerji ve Ukrayna tahılının sevkiyatı sorununu da gündeme getirdi. Hali hazırda Covid-19 pandemisinin getirdiği tedarik zincirinde aksama ve küresel gıda krizi etkileri tahıl sevkiyatının aksamasından dolayı zirve seviyelere ulaştı.
Bir diğer gerilim de güneyimizde yer alan Filistin topraklarına yönelik İsrail ablukasının patlak vermesi sonucu, Hamasın 7 Ekim 2023’de Aksa Tufanı adını verdikleri geniş çaplı saldırılar ile başladı. Saldırılara İsrail’in hava saldırıları ile karşılık vermesi Filistin topraklarına yönelik bombardımanın artmasına neden oldu. Bununla birlikte gerilime başta ABD olmak üzere batılı devletlerin de dahil olması çözümsüzlüğü beraberinde getirdi.
Filistin topraklarına yönelik yoğun bombardımanın devam ettiği günlerde, krizin büyüyerek bölgesel bir savaş haline gelmesi senaryoları gündeme geldi. Gerilimin önlenmesi ve kalıcı barışın tesis edilmesi adına başta Türkiye olmak üzere bölge ülkeleri diplomasi trafiğine başladı. Ancak gerilimin önünün alınamayışı ve sonuçlarının öngörülemeyişi birçok riski de beraberinde getiriyor. Bunların başında gerilime gerek bölgesel gerek sosyolojik açıdan dahil olmak durumunda kalan ülkelerin ekonomilerine yansıyan olumsuz sonuçları geliyor.
7 Ekim Sonrası Borsa İstanbul Seyri
7 Ekim 2023 tarihinden sonraki ilk işlem günü olan 9 Ekimde BİST100 endeksi %3,21 değer kaybı ile kapatmıştı. Endeks o gün negatif kapatırken ASELS, OTKAR’ın pozitif tarafta yer alması dikkat çekti. 7 Ekimden bu yana önemli ortalamalarında altına geçerek negatif görünüm kazanan endeks jeopolitik risklerin devam etmesi nedeniyle halen 22 ve 34 günlük üssel hareketli ortalamalara tekabül eden yaklaşık 8010 seviyesinin altında negatif görünümünü devam ettiriyor.
Bu bağlamda jeopolitik risklerle beraber küresel piyasalardaki risk iştahının düşmesi hisse senedi piyasalarına olumsuz yansırken; ham petrol ve kıymetli madenler tarafında pozitif fiyatlamalara neden olduğunu söyleyebiliriz.
Türk Savunma Sanayisindeki Gelişmeler
Özellikle son yıllarda önemli gelişmeler yaşanan Türk savunma sanayisi, gerek teknolojik ilerleme gerekse dışa bağımlılığın azalmasına yönelik çalışmalarla önemli yol katetmiş ve dünya genelinde kabul gören silahlar üretir hale gelmiştir. Bununla birlikte, savunma sanayi gelişimi, hem ulusal savunma gereksinimlerini karşılaması hem de ekonomik büyümeye katkı sağlaması amacıyla desteklenmektedir.
Bu bağlamda gerek milli savunmanın bir parçası olması gerekse ülke ekonomisi açısından önemli yer tutması Türk savunma sanayisini ayrı bir yere taşımaktadır.
Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneği (SASAD) 2022 Performans Raporuna Göre;
Kaynak: SASAD
SASAD verilerine göre, 2021 yılında 10.159 milyon dolar olan ciro ihracatı % 20,05 oranında artış ile 12.196 milyon dolara yükseldi.
Kaynak: SASAD
Yurt Dışı Satış Gelirleri, % 36,32 artış oranıyla 3.224 milyon dolardan 4.395 milyon dolara yükseldi.
Bunlara ek olarak savunma sanayinin 2012’de 1,3 milyar dolar düzeyinde bulunan yıllık ihracatı, 2022’de 4,4 milyar dolara ulaşmış ve 2023 için 6 milyar dolar ihracat hedefi konmuştu. Sektörün 2012’de % 0,8 düzeyinde bulunan toplam ihracattaki payı ilk kez 2014 yılında % 1’i yakalamış ve düzenli artarak 2022 yılın tümünde de % 1,9’a ulaştı.
Gelecek Dönemde Türk Savunma Sanayii
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde "2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi Basın Bilgilendirme ve Bütçe Bağlama Toplantısı’nda Savunma sanayii ekosisteminin dışa bağımlılığını asgari seviyeye indirecek şekilde güçlendirmek gayesiyle hareket ettiklerini belirtti. Bu bağlamda Yılmaz, Savunma Sanayii Destekleme Fonu için ayrılan kaynak da dahil edildiğinde savunma ve güvenlik sektörü için 2024’te 1 trilyon 133.5 milyar lira ödenek tahsis edildiğini bildirdi.
Bahsi geçen savunma ve güvenlik bütçesi, bugünün kuru ile yaklaşık 40.35 milyar Dolara tekabül ediyor. Türkiye, 2023 yılında savunma ve güvenlik yaklaşık 16 milyar dolar ayırmıştı. Şu an için savunma bütçesindeki dolar bazında artış, yaklaşık %250 bandında seyrediyor.
Bununla birlikte Yılmaz, Savunma sanayii ihracatının 2024 yılında 2023 hedefi olan 6 milyar dolardan 11 milyar dolara çıkarılması sağlanacak, savunma sanayi yerlilik oranı % 80’den 85’e yükseltilecektir ifadelerini kullandı.
Borsada İşlem Gören Başlıca Savunma Sanayii Şirketleri
Aselsan (ASELS): Türkiye’nin en büyük savunma elektroniği kuruluşu olan ASELSAN; başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere yurt içi ve yurt dışı ihtiyaç makamlarının, haberleşme ve bilgi teknolojileri, radar ve elektronik harp, elektro-optik, aviyonik, insansız sistemler, kara, deniz ve silah sistemleri, hava savunma ve füze sistemleri, komuta kontrol sistemleri, ulaştırma, güvenlik, trafik, otomasyon ve sağlık teknolojilerine yönelik ihtiyaçlarını karşılayabilecek çok geniş bir ürün yelpazesine sahiptir. ASELSAN bugün özgün ürünlerini ihraç eden, dünyanın ilk 100 savunma sanayi şirketi (Defense News Top 100) listesinde yer alan, yerel kuruluşlar ile işbirliği modelleri kurgulayarak uluslararası pazarlarda ortaklıklar kuran, yatırım yapan bir marka haline gelmiştir.
SDT A.Ş. (SDTTR): Kurulduğu 2005 yılından bu yana çeşitli savunma elektroniği ve yazılım ürünlerini ortaya koymuş ve kullanıma vermiş olan SDT uzmanlık alanları itibariyle,
- Algılayıcı (Radar, Kızıl Ötesi vb.) ve elektronik harp sinyal işleme ve analiz sistemlerini,
- Görüntü işleme ve analiz yazılımlarını,
- Uydu yer istasyonları, uydu sinyal/veri işleme ve analiz sistemlerini,
- Hava platformları ve silah sistemleri ile elektronik/aviyonik sistemlerini,
- Kara platformları elektronik ünitelerini,
- RF Karıştırıcı sistemler, mühimmat güdüm elektroniği ve simülasyon/bilişim sistemlerini özgün ve yerli olarak gerçeklemektedir.
Papilon Savunma (PAPIL): Şirketin ana faaliyet kolu, yurt içi ve yurt dışı kamu kuruluşlarına ve özel ticari kuruluşlara sağlanan uçtan uca bütünleşik kamu güvenlik sistemleri, parmak izi tarayıcıları, avuç içi tarayıcıları, geçiş kontrol sistemleri, biyometrik iş istasyonları, mobil cihazlar, yüz tanıma, sanal gerçekliğe yönelik platform cihazları ve iris tanıma cihazlarının araştırma, geliştirme, üretim, entegrasyon işlemleri ile katma değerli bütüncül sistem inşasıdır.
Otokar (OTKAR): Koç Topluluğu şirketlerinden Otokar, 1963'ten bu yana kendi teknoloji, tasarım ve uygulamaları ile Otokar, toplu taşımacılık alanında otobüs, nakliye ve lojistik sektörü için hafif kamyon, savunma sanayii için tekerlekli zırhlı ve paletli zırhlı araçlar üretiyor. Yüzde yüz Türk sermayeli global bir şirket olan Otokar, bugün otomotiv ve savunma sanayiinde fikri mülkiyet hakları kendisine ait ürünleri ile yer alıyor.
Katmerciler (KATMR): Türkiye araç üstü ekipman sektörünün lideri konumunda, zırhlı kara araçları üreticisi olarak savunma sanayii sektöründe faaliyet gösteren şirket Savunma ürünlerini beş ana kategoride toplamaktadır:
- 4x4 Taktik Tekerlekli Zırhlı Araçlar
- Özel Ürünler
- Zırhlı İş Makineleri
- Görev Odaklı Özel Amaçlı Araçlar
- Zırhlı Lojistik Araçlar
Temel Çarpanlar Bazında Sektör Analizi
Savunma sanayii içerisinde yer alan şirketlerin F/K ve PD/DD oranlarına baktığımız zaman PAPIL ve ASELS sektör ortalamasının altında değerlerle ön plana çıkıyor.
Teknik Değerlendirme
Dolar bazlı değerlendirirsek endeks aylık grafikte bir daha önce ettiği 362 seviyesinden direnç görmeye devam ediyor. Bununla birlikte endeksin pozitif ivmeye dönüp 362 seviyesi üstünde aylık kapanış gerçekleştirmesi tekrar 383 seviyesine doğru hareketliliği beraberinde getirebilir. Aksi taktirde endeksin bu seviyeden direnç görmeye devam etmesi geri çekilme ihtimalini güçlendirebilir.
Temel çarpanlar bazında sektör ortalamasının altında yer alan şirketleri teknik açıdan değerlendirirsek;
PAPIL Jeopolitik risk algısıyla birlikte 38,5 seviyesini test ettikten sonra geri çekilme yaşanan varlık son üç günlük periyotta 26,2 seviyesinden destek görse de 13 ve 44 günlük üssel hareketli ortalamalar altında negatif görünümünü sürdürüyor diyebiliriz. Varlık bu seviyeyi destek olarak kabul edip ortalamaların da üstünde kalıcılık sağlaması durumunda tekrar 35 ve sonrasında 38,5 seviyesine doğru yükselişini sürdürebilir.
ASELS Jeopolitik risk algısıyla birlikte 44,34 eviyesini test ettikten sonra geri çekilme yaşanan varlık 39,5 seviyesinden destek görerek 13 ve 50 günlük üssel hareketli ortalamalar üstünde pozitif kazandı diyebiliriz. Varlık bu seviyeden destek görmeye devam edip ortalamaların da üstünde kalıcılık sağlaması durumunda tekrar 42,7 ve sonrasında Fibonacci Expansion 45,43 seviyelerine doğru yükselişini sürdürebilir.