Mevsimsellikten Arındırılmış İşsizlikte Uzun Süreden Beri İlk Düşüş
Türkiye’de Haziran ayında işsizlik oranı, bir önceki aya göre 0,2 puan artarak %13 olarak gerçekleşti. Mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı ise bir önceki aya göre 0,1 puanlık bir düşüşle %13,9 seviyesinde açıklandı. Arındırılmış verilere göre genç nüfusta işsizlik oranı %25,8 ile artmaya devam ediyor; tarım dışı işsizlik ise %16,2 seviyesinde gerçekleşti.
Kıyaslanabilir dönemler olan Haziran 2018 – Haziran 2019’a baktığımız zaman ilgili dönemler arasında işgücüne katılım oranında arındırılmış verilerle 0,3 puanlık düşüş olduğu görülmektedir. 2018’in benzer döneminde 32 milyon 281 bin kişi olan işgücü, Haziran 2019’da 32 milyon 515 bin kişi olmuştur. İşgücüne katılım oranı ise %53,2’den %52,9’a gelmiştir. Yine mevsim etkilerinden arındırılmış verilere bakıldığında; istihdam oranı bir önceki aya göre 0,1 puan artarak %45,6 olurken, mevsim etkilerinden arındırılmış istihdamda ise 859 bin kişilik bir azalma söz konusudur. Sanayi ve hizmet sektörünün toplam istihdam içindeki payı artarken; tarım ve inşaat sektörünün payının azalmış olduğu görülmektedir.
İşgücü piyasasındaki genel trende baktığımızda, ekonominin %1,5 daraldığı 2Ç19 döneminde işgücü piyasasındaki daralmanın da etkin olduğunu görmüştük. Turizm ve tarım sektörünün istihdam içerisinde etkin hale geldiği yaz dönemine yaklaşırken genel işsizlik oranında ise düşüş görülürken, mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı artmaya devam etmişti. 3Ç19, ekonomideki büyüme beklentilerine bakıldığında zayıf büyüme veya sıfır civarlarında büyüme olması beklenen bir döneme işaret ediyor, bu yüzden de işgücü piyasasındaki genel trendlerde çok ciddi bir toparlanma beklenmez. Yaz döneminin mevsimsel etkileri itibariyle normalde düşmesi beklenecek olan manşet işsizlik oranı tarafında artışın olması, aynı zamanda Haziran 2019 dönemindeki İstanbul belediye seçimleri itibariyle işletmelerin “bekle ve gör” yapmalarına da bağlanabilir.
Sonraki aylarda ekonomide dipten toparlanmanın gücüne göre işgücü piyasasında yansımalar görebiliriz. Manşet işsizlik oranı yılın son çeyreğinde mevsimsel etkilerle %14’lü seviyelere çıkabilir, mevsimsel etkilerden bağımsız olarak ise, işletmelerin ekonomiye dair güven seviyesi ana belirleyici unsur olacaktır. Henüz sanayi üretimi, güven endeksleri ve cari hesap gibi göstergeler güçlü bir ekonomik büyüme toparlanmasına işaret etmemektedir.
Kıyaslanabilir dönemler olan Haziran 2018 – Haziran 2019’a baktığımız zaman ilgili dönemler arasında işgücüne katılım oranında arındırılmış verilerle 0,3 puanlık düşüş olduğu görülmektedir. 2018’in benzer döneminde 32 milyon 281 bin kişi olan işgücü, Haziran 2019’da 32 milyon 515 bin kişi olmuştur. İşgücüne katılım oranı ise %53,2’den %52,9’a gelmiştir. Yine mevsim etkilerinden arındırılmış verilere bakıldığında; istihdam oranı bir önceki aya göre 0,1 puan artarak %45,6 olurken, mevsim etkilerinden arındırılmış istihdamda ise 859 bin kişilik bir azalma söz konusudur. Sanayi ve hizmet sektörünün toplam istihdam içindeki payı artarken; tarım ve inşaat sektörünün payının azalmış olduğu görülmektedir.
İşgücü piyasasındaki genel trende baktığımızda, ekonominin %1,5 daraldığı 2Ç19 döneminde işgücü piyasasındaki daralmanın da etkin olduğunu görmüştük. Turizm ve tarım sektörünün istihdam içerisinde etkin hale geldiği yaz dönemine yaklaşırken genel işsizlik oranında ise düşüş görülürken, mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı artmaya devam etmişti. 3Ç19, ekonomideki büyüme beklentilerine bakıldığında zayıf büyüme veya sıfır civarlarında büyüme olması beklenen bir döneme işaret ediyor, bu yüzden de işgücü piyasasındaki genel trendlerde çok ciddi bir toparlanma beklenmez. Yaz döneminin mevsimsel etkileri itibariyle normalde düşmesi beklenecek olan manşet işsizlik oranı tarafında artışın olması, aynı zamanda Haziran 2019 dönemindeki İstanbul belediye seçimleri itibariyle işletmelerin “bekle ve gör” yapmalarına da bağlanabilir.
Sonraki aylarda ekonomide dipten toparlanmanın gücüne göre işgücü piyasasında yansımalar görebiliriz. Manşet işsizlik oranı yılın son çeyreğinde mevsimsel etkilerle %14’lü seviyelere çıkabilir, mevsimsel etkilerden bağımsız olarak ise, işletmelerin ekonomiye dair güven seviyesi ana belirleyici unsur olacaktır. Henüz sanayi üretimi, güven endeksleri ve cari hesap gibi göstergeler güçlü bir ekonomik büyüme toparlanmasına işaret etmemektedir.