Merkez Bankalarının Normalleşme Süreci ve Piyasalara Etkileri: Fed, BoE ve BoJ Beklentileri

Piyasalar 29 Temmuz haftasına pozitif başlarken, bunda büyük paylardan biri de merkez bankalarının normalleşme sürecine ilişkin beklentilerdi. Tabi bunun yanı sıra teknoloji devlerinin bilançoları ve ABD istihdamı yoğunlukta olmak üzere beklenen veri akışı da söz konusu.

ABD, İngiltere ve Japonya tarafında para politikası beyanatları takip ediliyor olacak. Bunların da normalleşme sürecine ilişkin sinyaller vermesi, Japonya tarafında bunun pozitif faizin pekiştirilme ihtimaliyle desteklenmesi söz konusu.

Fed

Fed’in verilere göre geriden geldiği eleştirilerinin yoğunlaştığı bir süreçteyiz. Haziran toplantısında yayımlanan projeksiyonlar, yıl sonuna kadar sadece bir faiz indiriminin öngörüldüğünü göstermişti.

Ancak Haziran enflasyonunun ılımlı seyri, sonrasında Fed Başkanı Powell’ın 2. Çeyrek verilerinin 2% enflasyon hedefine ulaşılmasına ilişkin güven vermeye başladığını belirtmesini sağlamış, bu da Eylül toplantısında faiz indirimi ihtimalini güçlendirmişti.

29 Temmuz itibariyle Fed’in Eylül ayında faiz indirmesi kesine yakın oranda fiyatlanıyor. Yıl sonuna kadar toplam 75 baz puan faiz indirim ihtimali ise 70%’e yakın durumda. Çekirdek enflasyon Haziran’da 3,3%’e yavaşladı. Çekirdek PCE enflasyonu ise 2,6%’da kaldı. Yıl sonu projeksiyonuna kıyasla ılımlı bir tablo izliyor.

Fed’in bu toplantıda pas geçmesi ana beklenti. Ancak Banka’nın, piyasaları yılın sonuna kadar sadece bir faiz indirimi ihtimaline hazırlaması oldukça zor görünüyor. Veri akışı da bunu dayatması için fazla gerekçe olmadığı gerektiğini gösteriyor. Sonuç olarak en büyük potansiyel ayrımlardan biri yıl sonuna kadar 50 baz puan mı yoksa 75 baz puan mı indirim gerçekleşeceği yönünde olacak.

İngiltere Merkez Bankası (BoE)

Sonucu konusunda emin olunmayan para politikası beyanatlarından biri BoE tarafına ait. Faiz indirimi gerçekleşirse, bu pandemiden beri bir ilk olacak. Enflasyon Ekim 2022’deki 11%’lerin üzerindeki seyrinden, Haziran’da 2%’ye kadar ulaştı. Çekirdek enflasyon da 3,4% ile Ekim 2021’den bu yana en düşük düzeyde. Dolayısıyla 5,25% olan politika faizinin düşürülmesi ihtimaller arasında bulunuyor.

Enflasyonda şüphe uyandıran kısım ise hizmet enflasyonundaki katılık ile ücret artış hızının hala yüksek olarak görülmesi.

Swap piyasaları faiz indirimini 55% ihtimalle fiyatlıyor. Son toplantıda faiz indirimi yönünde oy kullanan üye sayısı ikiydi. Bu toplantıda faizin sabit kalması yönünde oy kullanan yedi üyenin dördünün görüş değiştirebileceği öngörülüyor.

Faiz kararı ne olursa olsun, Sterlin, endeks ve tahvil tarafında hareketliliğin artması muhtemel görünüyor. Özellikle karardaki üye dağılımı sonraki toplantılara ilişkin beklentiler için de önemli olacak.

Japonya Merkez Bankası (BoJ)

Belirsizliğini koruyan beyanatlardan diğeri ise BoJ tarafında bulunuyor. Enflasyonun yükselmesiyle birlikte Banka’nın sıkılaşmaya devam edeceği ihtimalinin artması Yen’in dolar karşısında güç kazanmasında etkili olmuştu. Swap piyasaları yeni bir faiz artırımını 62% oranla fiyatlıyor.

Banka’nın diğer taraftan tahvil alımını azaltması da beklentiler arasında. Agresif bir kesinti Yen’e değer kazandırabilir. Ancak bunun faiz adımıyla da desteklenmesi gerekebilir. Aksi takdirde bu durum Yen’de kayıplara yol açabileceği gibi, carry trade nedeniyle hareketlenen Meksika Peso’su ve Avustralya Doları gibi para birimlerinde volatilitenin yüksek kalmasına olanak tanıyabilir.

Faizin değiştirilmemesi halinde tahvil alımlarının azaltılmasına öncelik verilebilir. Ancak bu durumda da Fed’in faiz indirim sürecinin sağlayabileceği dolaylı faydadan kaçınılmış olabilir. Dolayısıyla bu toplantıda olmasa bile sonraki toplantıda faiz artırımı ihtimali gücünü koruyabilir.

Banka’nın faizde değişiklik yapmaması halinde bunun ana dayanağını büyük ihtimaller büyüme endişeleri oluşturacak. Tüketim eğiliminin yavaşlaması da bunun ana neden gibi görünüyor.