Sıkılaşmanın Son Adımı Öncesi Kritik ABD Verileri
Fed’in Mart 2022’de başladığı faiz artırımlarının sonuncusunu 3 Mayıs beyanatında ilan etmesi bekleniyor. Bu süreçte güncel olarak bankacılık gündemi gibi birçok başlık beklentiler üzerinde etkili olsa da, son olarak herkesin gözü büyüme ve enflasyona çevrilmiş durumda.
Piyasa 25 baz puanlık faiz artırımına neredeyse kesin gözüyle bakıyor. Ancak son toplantı ve yayınlanan projeksiyonlarda da gördük ki, piyasa ve Fed’in yılın devamında ilişkin görüşlerinde ayrışma söz konusu.
Fed, Aralık ayındaki görüşünü koruyarak 2023 yıl sonu için 5,1% düzeyindeki faiz öngörüsünü sürdürdü. Ancak piyasa, veri akışı ve veri akışı dışındaki başlıkların seyrine göre yılsonuna kadar 50 ila 100 bp arası faiz indirimi bekliyor. Burada Fed’in daha güvercin bir hale bürünmesi, piyasanın daha şahin olmasını sağlayacak adımlar veya Fed tarafından buna ikna edilmesi, ya da iki tarafın birbirine yakınsamasından başka seçenek yok.
Yılın ilk çeyreğinde büyümenin yavaşlaması bekleniyor
27 Nisan Perşembe günü 2023’ün ilk çeyreğine ilişkin ilk okuma yayımlanacak. İlerleyen günlerde ise ikinci okuma ve sonrasında nihai rakamı göreceğiz. Öncü olması nedeniyle en kritik veri ise bu hafta açıklanacak olan.
Piyasa beklentisi 2022’nin son çeyreğindeki 2,6%’lık büyümenin yavaşlayarak 2% düzeyinde oluşacağı yönünde. Fiyat endeksinin de 3,9%’dan 3,7%’ye gerileyerek bu soğumayı desteklemesi bekleniyor. ABD’de yılın ilk çeyreğinin ikinci yarısında etkili olan bankacılık gündemi ve artan faiz ortamı ile birlikte büyümenin baskılanması sürpriz olmayacak. Ancak ilerleyen dönem için büyümede daha olumsuz koşulların oluşacağı beklentisi çok açık. Fed Mart ayında yıl için büyüme beklentisini 0,5%’ten 0,4%’te düşürdü.
Büyümede zayıflığın diğer çeyrekleri beklenenden daha olumsuz şartlara sürükleyeceği fikrini öne çıkarabilecek veri seti, Fed’in piyasaya yakınsamasına neden olabilir.
Çekirdek PCE
Fed beklentileri üzerinde daha büyük etkiye sahip olan ve hesaplama yöntemi nedeniyle daha geniş bir inceleme alanı sunan çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi (PCE) rakamı haftanın son işlem günü açıklanacak.
Göstergenin fiyat seviyelerinde aylık 0,3%’lük artışı işaret etmesi bekleniyor. Doğal olarak bunun daha üzerindeki rakamlar Dolar lehine fiyatlamalara neden olabilir. Ancak enerji fiyatlarının dolaylı etkisinin Nisan ayı hesaplamalarında devreye girme ihtimali nedeniyle Mart ayına ilişkin veride bunun olma ihtimali önceki aylarla aynı. Dolayısıyla Nisan ayına ilişkin veri daha kritik hale gelebilir.
Çekirdek PCE için Fed yıl sonunda 3,6% düzeyini öngörüyor. Bu tahmin Aralık ayında 3,5%’ti.
Son 30 yıl sıkılaştırma süreçleri nasıl sona erdi?
Fed’in 1993’ten bu yana uyguladığı faiz artırım politikalarında genel olarak 5 – 10 ay bekleme süresi ardından ilk faiz indirimi adımının geldiğini görüyoruz. Sıkılaştırma döngülerinden çıkışta süre gözetmeksizin resesyon yaşanmayan tek örnek de 1993 – 1996 arasındaki dönem olarak görülüyor.
Son olarak da 2007-08 krizi ardından 2013’te parasal genişlemenin sonlandırılacağı açıklaması ve 2015’te başlayan faiz artırım dönemi var. Bu da pandemi süreciyle birlikte sona erdi ve 5 ay kadar sonra faiz indirimleri başladı.
Fed beklentilerinde güncel durum
Tahvil piyasalarında 26 Nisan itibariyle faiz artırımı 80%’in üzerinde olacak şekilde bir fiyatlanıyor (Kaynak: Chicago Ticaret Borsası). Yine aynı tarih verilerine göre, yılın son çeyreğinde, Eylül toplantısıyla birlikte faiz indirimlerinin başlaması bekleniyor. Aralık ayında ise faizin 4,25 – 4,50% aralığında olması, yani toplamda 75 bp faiz indiriminin uygulanması bekleniyor.
Fed’in Mart ayındaki kararlı duruşunu sürdürmesine rağmen birkaç toplantıda piyasayı hızlı şekilde sözlü yönlendirme ile politika dönüşlerine ikna edebileceği biliniyor. Mevcut büyüme beklentilerindeki zayıflığa, enflasyondaki soğuma ivmesinin katkı sağlaması, bu tür bir politika dönüşüne destek sağlayabilir. Dolayısıyla son 30 yıl içinde görülen örneklerde de olduğu ve piyasa beklentisinin de inat ettiği şekilde ve özellikle enerji fiyatlarında talep zayıflığı beklentisine bağlı baskılanma sürdüğü müddetçe yılın sonuna doğru faiz indirimlerini mümkün kılabilir.