ABD’de Fed Beklentileri İçin Kritik Veri Akışı: TDİ ve Enflasyon
Tarım Dışı istihdam
ABD’de hükümet kapanmasının yarattığı veri akışındaki aksaklıklar kademeli olarak normalleşmeye başlıyor. Bu sürecin bir yansıması olarak, Kasım ayına Tarım Dışı İstihdam verisini gecikmeli biçimde 16 Aralık’ta takip edeceğiz. Söz konusu veri, özellikle Fed’in önümüzdeki döneme ilişkin para politikası beklentileri açısından kritik bir gösterge olmayı sürdürüyor.
Fed, Aralık ayı toplantısında aldığı faiz indirimi kararının ardından yaptığı açıklamalarda, mevcut para politikası duruşunun iş gücü piyasasını desteklemek için yeterli olduğunu vurgulamıştı. Bu çerçevede, istihdam piyasasında olası bir kırılganlığın devam edip etmediği, 2025 yılına yönelik faiz patikasının şekillenmesi açısından belirleyici olabilir.
Son açıklanan veriler, istihdam piyasasında belirgin bir yavaşlama sinyali olmasa da temkinli duruşun korunduğunu gösteriyor. Eylül ayında tarım dışı istihdam 119 bin kişi artış göstermiş, Ağustos ayındaki 4 bin kişilik istihdam kaybının ardından beklentilerin üzerinde bir toparlanma sergilemişti. Ancak hükümet kapanması nedeniyle Eylül raporu gecikmeli yayımlanmış, Ekim ayına ait istihdam raporu ise tamamen iptal edilmişti. Bu durum, son dönemde istihdam verilerinin eğilimini sağlıklı okumayı zorlaştırıyor.
Ücret dinamikleri tarafında ise ortalama saatlik kazançlar Eylül ayında aylık bazda %0,2 artarken, yıllık artış %3,8 seviyesinde gerçekleşmişti. Ücret artışlarının yüksek seyrini koruması, talep yönlü enflasyon baskıları açısından yakından izleniyor. Bu nedenle, ücret artış hızında olası bir yavaşlama, Fed’in enflasyon görünümüne ilişkin değerlendirmelerinde olumlu bir unsur olarak öne çıkabilir.
İşsizlik oranı aynı dönemde %4,3’ten %4,4’e yükselmiş, bu artış istihdam piyasasında soğuma endişelerinin tamamen ortadan kalkmamasına neden olmuştu. Kasım verisi, bu eğilimin geçici mi yoksa daha kalıcı bir yavaşlamaya mı işaret ettiğini göstermesi açısından önemli olacak.
Kasım Enflasyonu
Enflasyon cephesinde ise görünüm görece daha dengeli seyrediyor. Eylül ayında yıllık enflasyon %2,9’dan %3,0’e yükselerek yılın en yüksek seviyesine ulaşmış, ancak bu artış %3,1 olan piyasa beklentisinin altında kalmıştı. Bu durum, enflasyondaki yukarı yönlü risklere rağmen genel görünümün Fed açısından yönetilebilir kaldığına işaret ediyor.
Detaylara bakıldığında, enerji maliyetlerindeki artış enflasyondaki yükselişte belirleyici olurken, gıda fiyatları daha istikrarlı bir seyir izledi. Ulaştırma maliyetlerinde belirgin bir yavaşlama gözlenirken, barınma kalemi %3,6 seviyesinde sabit kaldı. Barınma maliyetleri, enflasyonun kalıcılığı açısından kritik öneme sahip olmaya devam ediyor.
Aynı dönemde çekirdek enflasyon %3,1’den %3,0’e gerilemiş, bu da manşet enflasyondaki artışa rağmen fiyat baskılarının geneline yayılan güçlü bir ivme olmadığına işaret etmişti. Fed’in yakından izlediği bu göstergedeki ılımlı seyir, para politikasının halen kısıtlayıcı etkisini koruduğu algısını destekliyor.
Kasım ayı verileri, Fed’in 2025 yılına ilişkin faiz patikasında zamanlama riskini ön plana çıkarıyor. Piyasalar halihazırda kademeli ve kontrollü bir gevşemeyi fiyatlarken, istihdam ve ücret dinamiklerinde yaşanabilecek sürprizler bu beklentilerin hızla yeniden şekillenmesine neden olabilir. Bu nedenle hafta içinde açıklanacak her bir istihdam ve enflasyon verisi, sadece kısa vadeli fiyatlamalar değil, ilk çeyreğe ilişkin para politikası beklentileri açısından da önemli olabilir.