Borsa İstanbul’da Yatırımcı Profili ve Davranışsal Değişimleri
Son yıllarda, küresel ölçekte yaşanan ekonomik dalgalanmalar, jeopolitik risklerin artışı ve Türkiye özelinde yaşanan politik ve ekonomik gelişmeler, yatırımcı davranışlarında değişimlere yol açmıştır. Bu süreçte, yalnızca yatırım araçları değil, yatırımcıların bilgiye ulaşma şekli, risk algısı, karar alma süreleri ve portföy tercihlerinde de dikkate değer dönüşümler gözlemlenmiştir.
2020 yılında başlayan pandemi, küresel ölçekte ekonomik sistemleri derinden etkilerken, Türkiye’de de sermaye piyasalarında dikkat çekici bir dönüşümü tetiklemiştir. Pandemi süreciyle birlikte oluşan düşük faiz ortamı, alternatif getiri arayışlarını hızlandırmış; aynı dönemde dijital yatırım platformlarına erişimin kolaylaşması, Borsa İstanbul’a bireysel yatırımcı akınını beraberinde getirmiştir.
Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerine göre, 2020 yılında yaklaşık 1,2 milyon seviyesinde bulunan yerli yatırımcı sayısı, 2025 Haziran ayı itibariyle 6,6 milyonun üzerinde seyretmektedir. Bu çarpıcı artış, sermaye piyasalarının tabana yayılmasını sağlarken, aynı zamanda yatırımcı davranışlarında da ciddi bir değişime işaret etmektedir. Bu değişimlerde etkili olan başlıkları incelersek;
Kaynak: MKK
Faiz ve Enflasyon
Yatırımcı davranışlarında etkili olan en önemli başlıklardan olan faiz ve enflasyona bakacak olursak 2023 yılı Haziran ayı ile başlayan faiz oranlarındaki artış ve enflasyonist ortam, yatırımcıların daha temkinli, daha seçici ve kısa vadeli değil aksine düşük riskli ve sabit getirili yatırımlara yöneldiği bir süreci beraberinde getirmiştir. Özellikle faiz oranlarının ve enflasyonun zirve yaptığı Mayıs–Haziran 2024 döneminde, şirket karlılıklarına yönelik olumsuz beklentiler nedeniyle Borsa İstanbul’da belirgin bir satış baskısı oluşmuş, bu durum Ekim ayına kadar süren düşüş trendini tetiklemiştir.
Ancak 2024 yılının son çeyreğinde, piyasaların Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın faiz indirimine başlayacağı yönündeki beklentileri fiyatlamaya başlamasıyla birlikte yatırımcı güveni yeniden toparlanma eğilimi göstermiş ve Bist 100 endeksi Kasım ayında %8,89’luk bir yükselişle dikkat çekmiştir. Bu süreç, makroekonomik beklentilerin yatırımcı davranışları üzerindeki etkisini net bir biçimde ortaya koyarken para politikasındaki yön değişimlerinin, yatırımcı kararlarında ne denli belirleyici olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Son süreçte TCMB, Haziran ayı Para Politikası Kurulu toplantısında piyasa beklentilerine paralel olarak politika faizini %46 seviyesinde sabit tuttu. Temmuz ayında ise politika faizinde 300 baz puanlık bir indirime giderek, bir hafta vadeli repo faizini %46’dan %43’e çekti. Enflasyonda devam eden kademeli düşüş ve Bu indirim piyasada faiz indirim sürecinin başladığı beklentisini destekleyen adım olurken Borsa İstanbul faiz indiriminin olduğu günü %1’e yakın değer artışıyla tamamladı.
Siyasi ve Jeopolitik Gelişmeler
Siyasi gelişmeler, özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ve siyasi kırılganlıkların yatırım ortamı üzerinde doğrudan etkili olduğu ülkelerde, yatırımcı davranışlarını şekillendiren en güçlü belirleyiciler arasında yer almaktadır. Bu tür gelişmeler yatırımcıların risk algısını hızlı ve ani şekilde değiştirebilirken, piyasalarda yüksek volatiliteye ve yönsüz fiyatlamalara neden olabilmektedir. Yatırımcılar bu ortamda genellikle rasyonel olmayan, ani ve duygusal tepkiler gösterebilmektedir.
Yaşanan çeşitli siyasi olaylar, yatırımcı davranışları üzerinde belirleyici etkiler yaratmıştır. Bunlardan ilki, 6 Kasım 2024 tarihinde ABD’de yapılan başkanlık seçiminde Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesi olmuştur. Borsa İstanbul’da olumlu fiyatlamalara ve endekslerde güçlü yükseliş hareketlerinin gözlemlendiği bir dönem yaşanmıştır. Daha sonrasında Meydana gelen Trump tarifeleri belirsizliği tekrardan arttırarak piyasalarda geri çekilmeler yaratmıştır. Son süreçte de ülkeler ile devam eden tarife antlaşmaları yatırımcılar tarafında yön bulmak konusunda takip edildiği söylenebilir.
Öte yandan, 19 Mart 2025 tarihinde Türkiye’de yaşanan kritik bir siyasi gelişme, yatırımcı algısında belirsizlik yaratmış ve risk iştahında sert bir düşüşe neden olmuş ve Borsa İstanbul günü %8,72 değer kaybı ile sonlandırmıştır. Hem yerli hem de yabancı yatırımcılar bu süreçte riskten kaçınma eğilimi göstermiş, hisse senetlerinden çıkışlar artarken endekslerde sert değer kayıpları yaşanmıştır. Bu durum, siyasi güvenin piyasa üzerindeki kırılgan etkisini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Benzer şekilde, 30 Haziran 2025 tarihinde CHP Kurultayı davasının ertelenmesine yönelik açıklama, piyasadaki siyasi belirsizliklerin kısmen ortadan kalktığı şeklinde yorumlanmış ve yatırımcılar tarafından pozitif karşılanmıştır. Bu gelişmenin ardından Borsa İstanbul’da işlem hacimleri artarken, günü %5,78 değer artışı ile tamamlamıştır.
CDS Oranları
Şubat 2025 itibarıyla 244 baz puan seviyelerinde bulunan Türkiye CDS primi, 19 Mart 2025 tarihinde yaşanan siyasi gelişmenin ardından 378 baz puana kadar yükselerek dikkat çekici bir artış kaydetmiştir. Bu sert yükseliş, yatırımcıların riskli varlıklardan çıkış yaparak güvenli limanlara yönelmesine neden olmuş; Borsa İstanbul'da hisselere yönelik satış baskısını artırmıştır. Özellikle yabancı yatırımcıların pozisyon azaltma eğilimi bu dönemde belirginleşmiş, endekslerde sert geri çekilmeler gözlemlenmiştir. Genel çerçevede CDS primindeki dalgalanmalar, yatırımcı davranışlarının ne derece kırılgan ve dışsal gelişmelere duyarlı olduğunu ortaya koyarken, risk yönetiminin yatırım karar süreçlerindeki önemini bir kez daha vurgulamıştır.
Yabancı Takas Oranı
Yabancı takas oranını incelediğimizde 19 Mart 2025 tarihinde gündeme gelen siyasi belirsizlik piyasalarda endişe yaratırken grafikte göründüğü üzere 39,28 seviyesinde bulunan yabancı takas oranı 35 seviyelerine kadar düşüş eğilimi gerçekleştirmiştir.
Menkul Kıymet İstatistikleri
Menkul Kıymet Eklenecek
Menkul kıymet istatistiklerindeki değişim, yatırımcı davranışlarının okunması ve geleceğe yönelik beklentilerin şekillenmesi açısından önemli bir göstergedir. Geçtiğimiz 2024 yılına baktığımızda -2,69 milyar dolar ile yatırımcıların riskli varlıklardan çıkış yaptığı ve risk iştahlarının düşük seyrettiği görülmektedir. Ancak 25 Temmuz 2025 ile biten haftayla birlikte yurt dışında yerleşik kişilerin hisse senetlerinde 1,66 milyar dolarlık alım gerçekleştiği görülmektedir. Bu durum yatırımcıların riskli varlıklarda alım yaptığını ve risk iştahlarının pozitif yönde seyrettiğine işaret edebilir.
Kredi Derecelendirme Kuruluşlarının Notları
Kredi notları, sadece ülkenin değil, borsa yatırımcısının davranışlarını da etkileyen önemli bir göstergedir. Örnek vermek gerekirse 25 Temmuz 2025 tarihinde Moody’s, Türkiye'nin kredi notunu "B1"den "Ba3"e yükseltirken, not görünümünü "durağan"a çevirdi. Fitch Ratings, Türkiye'nin kredi notunu "BB-", kredi notu görünümünü "durağan" olarak teyit etti. ve sonraki işlem gününde Borsa İstanbul tarafında %1’e yakın düşüş hareketi gözlemlendi.
Özetle, Borsa İstanbul'da yatırımcı profili ve davranışlarında son yıllarda gözlemlenen değişim, ekonomik göstergelerin yanı sıra siyasi ve jeopolitik gelişmelerin etkisiyle şekillenmiştir. Türkiye'de yaşanan siyasi gelişmeler, özellikle yatırımcı güveni üzerinde doğrudan ve güçlü bir etkiye sahiptir. 19 Mart 2025 tarihinde yaşanan siyasi belirsizlik örneğinde olduğu gibi, ani gelişmeler risk algısını derinleştirerek piyasalarda sert dalgalanmalara neden olabilmektedir. Bu tür olaylar, yatırımcıların pozisyonlarını yeniden gözden geçirmesine, kısa vadeli koruma reflekslerinin devreye girmesine ve hisse senetlerinden çıkışların hızlanmasına yol açmaktadır. CDS oranları, menkul kıymet istatistikleri, ülke kredi notları, faiz politikaları ve yabancı yatırımcı oranları gibi değişkenlerle birlikte değerlendirildiğinde, yatırımcı davranışlarının artık çok katmanlı bir yapıya dönüştüğü görülmektedir. Yatırımcılar yalnızca finansal verilerle değil, aynı zamanda ülkenin genel politik seyri ve küresel gelişmeler doğrultusunda karar alma eğiliminde olduğu söylenebilir.