S&P500 Endeksi Seçim Süreciyle Yön Arıyor

8 Kasım 2016 tarihinde ABD’de başkanlık seçimi gerçekleşecek. Süper güç olarak belirtilen ABD’de başkanlığın siyasi açıdan tüm dünya üzerinde etkili olmasının yanı sıra, birçok ekonomi ve doğal olarak varlık fiyatlarında da etkili olması bekleniyor.

Seçim neden önemli? 

- Siyasi faktörler;

ABD küresel politikalar söz konusu olduğunda süper güçlerden biri olarak anılıyor. Dış politikadaki varlığını sadece siyasi baskı ile değil, somut olarak bölgelere müdahalelerle de sağlıyor (Örnek; Irak, Suriye, Afganistan) Dolayısıyla dış politikada mevcut görünümü koruyabilecek Demokratlar ile daha çok iç politikaya odaklanan ve alışılmışın dışında dostlar (Rusya) edinmeye eğilimli Cumhuriyetçilerin adayı iki zıt görüş olarak dikkat çekiyor. Dolayısıyla söz konusu ülkeler ve bölgede bulunan diğer ülkeler açısından seçimler oldukça önemli.

- Ekonomik faktörler

ABD ekonomisi şu an dünyanın en büyük ekonomisi durumunda. Bu koşulun yanı sıra, dolar dünyanın en çok kullanılan, işlem gören para birimi. Bu durumu daha karışık hale getiren ise dünyanın en çok işlem gören diğer para birimlerinin (Euro, Yen, Sterlin) dolardan doğrudan etkilenebilecek olması. Bu da emtia piyasası, pariteler ve borsaların net olarak etkilenebileceği anlamına geliyor.

Cumhuriyetçilerin adayı Trump, göçmenlik konusuna karşı katı tutumuyla öne çıkıyor. Bu durum da ilk olarak Meksika ve Kanada ekonomilerine ilişkin endişeleri ortaya çıkarıyor. Başlangıçta basit olarak görülebilecek neden – sonuç ilişkisi, ilerleyen zamanlarda (Trump başkan olduğu takdirde) ABD’de düşük maliyete çalışan işgücünün ciddi derecede azalmasına neden olabilir. Bu da Fed politikaları üzerinde, dolayısıyla dolar ve yine birçok varlık fiyatı üzerinde değişimlere neden olabilir. Bu arada Trump’ın Fed politikalarını sıkça eleştirdiği ve Banka üzerinde sözlü baskı uyguladığını daha önceki açıklamalarından gördük.

Demokrat aday Clinton’ın ise Obama’dan miras kalacak olan politikaları sürdürmesi bekleniyor. Dolayısıyla bağımsız Fed politikalarının devamı beklenebilir. Bunun neticesinde doların ekonomik datalara göre yön bulma arayışı sürebilir. Fed’in temkinli adımlarının devam etmesi beklenen bu senaryoda ABD endekslerinin daha istikrarlı bir seyir izlemesi senaryolar arasında öne çıkıyor.

Seçim sürecinde son durum: Email skandalı

Seçim kampanyaları boyunca Clinton, büyük bir uçurum oluşmamasına karşın anketlerde önce görünen taraftı. Bu da gerek dolar, gerekse ABD endekslerindeki pozitif seyrin akışını sürdürmesine neden oldu. Fakat endekslerin bu aşamada daha temkinli olduğunu ve yeni zirve arayışında acele etmediğini (görece güçlü bilanço sezonuna rağmen) gördük.

28 Ekim’de ise FBI’ın Clinton’a ait olabilecek emailleri araştıracağını belirten haberler gündeme bomba gibi düştü. Bu gelişme sonrasında Clinton’ın adaylığı, başkanlı sürecinde neler olabileceği soru işareti haline gelirken, son anketlere göre Trump – Clinton mücadelesi başa baş hale geldi. Bunun sonucu olarak da, Clinton’ın önde olduğu sürecin tersine hareketler izledik. Yani dolarda sert değer kayıpları, ABD endekslerinde sert düşüş (bunu Asya ve Avrupa endekslerindeki satışlar da izledi), risk iştahının azalmasıyla birlikte altın ve Yen’de değer kazanımları görüldü.

Anketler mücadelenin ısındığını gösteriyor. Normal şartlarda sınırları daha belirgin bir seçim olabilecekken, durum karmaşık bir hal aldı. İhtimallerin birbirine bu kadar yaklaşması ise, seçim sonucunun sürprize çok daha açık olması anlamına geliyor. Bu da piyasaların daha sert bir etkiye maruz kalabileceğini gösteriyor. Dolayısıyla seçimden önceki anket sonuçları da, sürpriz faktörünün bir miktar bile olsa azaldığını görebilmek için takip edilebilir.

Şimdiye kadar endeksler üzerinde görülen etkiler

Fed’in temkinli politikası şu ana kadar endeksleri baskılamadı. Dolayısıyla bu durumu sürdürebilecek şartların olduğu aday Clinton’ın teori olarak endeksler pozitif etkileyebilecek kişi olması bekleniyor. Trump’ın ise endeksleri ilk etapta da olsa düşüş eğilimine yaklaştırması söz konusu. Bunu net olarak FBI haberi sonrasında Trump’ın anketlerde Clinton’a yaklaşmasıyla deneyimledik. Şirketlere yaklaşımlarıyla Trump’ın daha agresif bir politika izlemesi söz konusu. Vergilendirme konusuyla sıkça gündeme gelen Trump’ın kamu harcamalarında verdiği yüksek miktarları nasıl karşılayacağı en çok sorulan sorular arasında. Öte yandan faiz politikasını da katı bir dille eleştiren Trump’ın şirketlerin borçlanma maliyeti üzerinde de negatif bir görünüm oluşturması, dolayısıyla endeksleri baskılaması söz konusu olabilir.

Seçim saatlerine dikkat

Özellikle S&P500 endeksinde işlem yapanların Başkanlık seçiminin yapılacağı 8-9 Kasım(saat farkı nedeniyle) günleri, takip etmesi gereken önemli zamanları Türkiye saati ile şu şekilde sıralayabiliriz.



S&P500 endeksi seçim öncesi yön arıyor

Yukarıda bahsettiğimiz tüm gelişmeler ardından seçim yarışının kıyasıya bir hale dönüşmesi, belirsizliğin artmasına ve endeksin baskılanmasına neden oldu. Endeksin baskılanırken sorguladığı 2100 – 2120 bölgesi gerek önceki dönemde görülen yükselişler, gerekse yükselişler sonrası sağladığı destek nedeniyle önemli bir karar alanı olarak karşımıza çıkıyor.



Endeksin 2015 ortasından itibaren yaklaşık bir yıl boyunca defalarca test edip aşamadığı 2100 – 2120 bölgesi, Temmuz ayından bu yana endekse destek oluşturuyordu. FBI haberinden sonra gerçekleşen düşüşle birlikte bu bölgenin sorgulandığını ve kalıcılık henüz sağlanmasa da kırıldığını görüyoruz.

Seçim sürecinin ağırlık kazanabileceği süreçte teknik anlamda da 50 günlük üssel hareketli ortalamanın desteklediği düşüş trendinin sınırı olan 2145 ve karar alanı durumundaki 2100 – 2120 aralığı satış isteğine destek olabilir. Gerçekleşebilecek düşüşlerde ise 2075 ve 2043 seviyeleri hedeflenebilecek destekler olarak karşımıza çıkıyor. Karar bölgesi olan 2100 – 2120 altında kalıcılık sağlanamaması ve Göreceli Güç Endeksi RSI’da 2016 yılı başından bu yana 30 seviyesinin aşırı satış bölgesine geçişleri sınırlaması neticesinde görülen yükselişler durumunda ise 2145’e kadar tepki kaynaklı alımlar görülebilir. Endeksin yükseliş eğilimine devam edebilmesi için ise 2145 üzerindeki seyri görmek gerekebilir.

Seçime kadarki süreçte anketler, endeks üzerindeki yön arayışı üzerinde etkili olabileceği gibi, bu aşamada Fed politikaları ve bu politikalara ilişkin beklentilerin de göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Seçim sürecinde endeksler üzerinde Trump’ın genel olarak negatif, Clinton’ın ise dengeleyici ve pozitif yönde etkili olması beklenebilecekken, bu beklentiler doğrultusunda teknik seviyeler dikkatle takip edilmelidir. Unutulmaması gerekenlerden bir diğeri ise, Fed politikasını etkileyebilecek veri akışının bu süreçte de endekslere yön gösterebileceğidir.

Özetle;

• 2100 seviyesi direnç olarak güncel kaldığı müddetçe satış baskısını destekleyebilir.

 

• 2100 – 2120 bölgesi üzerinde endeks destek bulabilir ve düşüşler sınırlanabilir.

 

• Yükselişin trend yapısına kavuşabilmesi için 2145 üzerindeki seyri görmek gerekebilir.