Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması / Hidrojen Sektörü
1 Ekim 2023 itibarıyla geçiş dönemi başlayan SKDM gelecek dönemde küresel ticaretin odak noktası haline gelecek. Dolayısıyla düzenlemeden daha az etkilenmek için şirketlerin yol haritaları önem arz edecek. Önceki raporlarımızda SKDM hakkında detaylı bilgileri paylaşmıştık. Raporumuza ulaşmak tıklayabilirsiniz. Genel olarak SKDM’nin etki edeceği sektörler;
- Demir – Çelik
- Çimento
- Gübre
- Elektrik
- Alüminyum
- Hidrojen olarak sıralamıştık.
Bu bağlamda Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması / Demir - Çelik Sektörü hakkında detaylı bilgiye ulaşmak için tıklayabilirsiniz.
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması / Çimento Sektörü hakkında detaylı bilgiye ulaşmak için tıklayabilirsiniz.
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması / Gübre Sektörü hakkında detaylı bilgiye ulaşmak için tıklayabilirsiniz.
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması / Elektrik Sektörü hakkında detaylı bilgiye ulaşmak için tıklayabilirsiniz
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması / Alüminyum Sektörü hakkında detaylı bilgiye ulaşmak için tıklayabilirsiniz.
→ Borsa İstanbul’da Yeşil Hidrojen üretimi yapan şirketlere baktığımızda karşımıza ilk olarak Enerjisa Enerji A.Ş (ENJSA) çıkıyor. Bunun haricinde hidrojen alanında çalışmalar gerçekleştiren Smart Güneş Enerjileri Teknolojileri Araştırma Geliştirme Üretim Sanayi ve Ticaret A.Ş (SMRTG) ve Yeo Teknoloji Enerji ve Endüstri A.Ş (YEOTK) bulunuyor. Türkiye’de ilk yeşil hidrojen üretim depolama tesisini faaliyete geçiren Enerjisa Üretim Bandırma Enerji Üssü’nde yenilenebilir kaynaklarla elde edilen yeşil hidrojenin pilot üretimine başladı. (Yeşil Hidrojen: suyun yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektrik ile elektrolizi ile elde edilen hidrojen olarak adlandırılmaktadır.) Yenilenebilir veya nükleer enerjiyle üretilen temiz hidrojen veya karbon yakalama kullanan fosil yakıtlar, uzun mesafeli taşımacılık, kimyasallar ve demir-çelik gibi emisyonları azaltmanın zor olduğu birçok sektörün karbonsuzlaştırılmasına yardımcı olabilir. Karbondan arındırılmış hidrojen üretimi, emisyon azaltma hedeflerine ulaşma açısından önemlidir. Aşağıda görülen tabloda hidrojenin kaynaklarına göre üretim yöntemleri bulunmaktadır. Hidrojen yenilenebilir enerji ile elde edilmesi halinde “yeşil hidrojen”, fosil yakıtlardan karbondioksit (CO2) yakalama sistemleri kullanılarak üretilirse “mavi hidrojen”, fosil yakıtlardan piroliz gibi prosesler ile CO2 olmadan üretilirse “turkuaz hidrojen”, nükleer enerjiyle üretilirse “pembe hidrojen”, doğal gazın reformasyonundan elde edilirse “gri hidrojen” ve gazlaştırma yöntemiyle kömürden CO2 yakalamadan elde edilirse “kahverengi hidrojen” olarak tanımlanmaktadır.
Kaynak: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı / Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası
Yol haritasına göre ülkemiz yeşil hidrojen üretim maliyetini;
- 2035 yılına kadar 2,4 ABD doları/kgH2'nin altına
- 2053 yılına kadar 1,2 ABD doları/kgH2'nin altına düşürmeyi hedefliyor.
Elektrolizörün kurulu güç kapasitesinin ise
- 2030'da 2 GW'a,
- 2035'te 5 GW'a
- 2053'te 70 GW'a ulaşmasını hedefliyor.
Türkiye’nin Hidrojen Vadisi
Balıkesir'in Bandırma ilçesinde bulunan Bandırma Enerji Üssü’nde, Temmuz 2022’den bu yana işleyen pilot yeşil hidrojen tesisi bulunan Enerjisa Üretim, pilot proje kapsamında Türkiye’nin ilk yeşil hidrojen tesisini kurarak elde ettiği başarıyla, 2023 Ocak ayında önemli bir adım daha atarak Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu Güdümlü Projesi’ne start verdi. Projenin toplam bütçesi yaklaşık 37 milyon Euro olup AB desteği ise yaklaşık 8 milyon Euro değerindedir. Nisan 2023’de Eski Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’nin hidrojen vadisi ve ilk yerli yeşil hidrojen tesisi kurulmasına karşılık; ‘’Bu projeler; Türkiye’ye hidrojende lig atlatacak. Yeşil hidrojen atılımıyla ülkemiz hidrojen ihracatçısı bir ülke haline gelecek. Öte yandan Balıkesir’de Enerjisa’nın sahasında üretilecek yıllık minimum 500 ton yeşil hidrojen, Linde Gaz tarafından taşınacak. Hidrojen Peroksit, Kale Seramik, Şişecam ve Eti Maden’in tesislerinde kullanılacak. Proje ile sadece yeşil hidrojen üretimine değil türevlerinin üretimine de odaklanıyoruz. Bu kapsamda yurtdışına bağımlı olduğumuz metanol ve amonyak da yeşil yöntemlerle üretilecek.’’ Açıklamalarında bulundu. Diğer yandan Enerjisa Üretim İşletme ve Teknikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı’nın yaptığı açıklamalarda ise Türkiye'de hidrojen kullanan sanayilerin karbonsuzlaşması için yeşil hidrojen üretimini hem de bunun ihracatı için daha büyük ölçeklerde yatırımların planlanmakta olduğu dikkat çeken bir nokta oluyor. Küresel enerji sisteminin karbondan arındırılmasının temel bileşenleri enerji verimliliği, davranış değişikliği, elektrifikasyon, yenilenebilir enerji, hidrojen ve hidrojen bazlı yakıtlar ve karbon yakalama, kullanma ve depolamadır. Net Sıfır Emisyon Senaryosu’nda hidrojenin önemi, kümülatif emisyon azaltımlarındaki artan payına yansımaktadır. Hidrojen talebindeki güçlü büyüme ve üretimi için daha temiz teknolojilerin benimsenmesi, böylece hidrojen ve hidrojen bazlı yakıtların, ağır sanayi ve uzun mesafe taşımacılığı gibi emisyonların azaltılmasının zor olduğu sektörlerin karbondan arındırılması için Net Sıfır Emisyon Senaryosu'nda önemli bir katkıda bulunmasını sağlıyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanmış olan Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası’na göre Türkiye’nin hidrojen enerjisi kullanımına yönelik hedefler aşağıdaki gibidir;
- Hidrojen üretim, taşıma, depolama ve kullanımını mevzuata uygun hale getirmek,
- Yeşil hidrojen üretiminde ve depolanmasında yerli aksam kullanılmasına yönelik teşvik mekanizması oluşturmak,
- Yeşil hidrojen için sertifika programları oluşturmak ve bu programların izlenebilirliğini sağlamak,
- Yerli ve milli teknolojilerin geliştirilerek üretilmesini için Ar-Ge ve Ür-Ge’ye teşvik etmek,
- Ticari talep ve yatırımları teşvik etmek için kamu ve özel sektör iş birlikleri oluşturmak,
- Sanayi, teknoloji, standartlar ve sertifikasyon geliştirme, tedarik zinciri ve ticaret fırsatları ile ilgili konularda uluslararası iş birliği yapmak,
- Karbon salımının azaltılması zor olan kimya, demir-çelik, ulaşım gibi sektörlerde yeşil hidrojen kullanımının yaygınlaştırılmasını sağlamak,
- Yeşil hidrojen üretimini artırmak için yenilenebilir enerjinin üretim ve kullanım payını yükseltmek,
- Hidrojen üretimi konusunda istihdamda süreklilik oluşturmak ve bu alanda nitelikli insan kaynağı yetiştirmek,
- Mevcut doğal gaz hatlarına hidrojen karıştırılmasıyla ısı sektörünün kademeli olarak karbonsuzlaşma dönüşümüne katkı sağlamak,
- Hidrojen depolamada başta bor madeni olmak üzere yerli kaynakları kullanmak,
- Dünya ve özellikle Avrupa pazarına yerli teknolojilerimiz ile ihtiyaç fazlası yeşil hidrojen veya amonyak ihraç etmek şeklinde sıralanmaktadır.
Genel Değerlendirme;
Sürdürülebilirlik hedefi doğrultusunda önemli bir alternatif olacak hidrojen enerjisine yönelik gelişmeler, tüm sektörlerin gelecek dönem stratejilerinde dikkate alması gereken bir husus olarak ön plana çıkmaktadır. Hidrojen, Türkiye’de yenilenebilir enerjinin üretim ve kullanım payını artırması, üretim, depolama ve kullanım teknolojilerini geliştirmesi, mevcut doğal gaz hatlarına karıştırılarak ısı sektöründe sera gazının azaltılması, kömür ve bor gibi yerli kaynakların kullanılmasına olanak sağlamasıyla, ülkemize yeni bir ihracat potansiyeli sunacaktır. Bununla birlikte, Türkiye hem yüksek yenilenebilir enerji potansiyeli hem de yenilenebilir enerji kaynaklı santral kurulum maliyetlerinin Avrupa’ya nazaran daha düşük olması nedeniyle büyük bir yeşil hidrojen üretim potansiyeline sahiptir. Bu sebeple ülkemizin küresel hidrojen pazarında güçlü bir oyuncu olacağı değerlendirilmektedir. Ülkemizde bu kapsamda yapılacak yatırımlar uzun vadede enerji verimliliği, karbonsuzlaşma ve hidrojen ihracatı yönünden büyük avantajlar sağlayacaktır. Yatırım kapsamında ilk olarak hidrojen vadisi kurulması ülkemiz açısından önemli bir adım olarak karşımıza çıkmaktadır. Hidrojen üretimi aşamasında Bandırma Enerji Üssü’nün tercih sebebi de yenilenebilir enerji potansiyeli ve ihracat durumunda liman yapılabilecek alana sahip olmasıyla iyi bir konuma sahiptir. Önümüzdeki dönemlerde hidrojenin farklı sektörlerde kullanımının yaygınlaşması halinde karbonsuzlaşma yolunda önemli bir gelişme yaratacağı bilinci oluşturulmalıdır. Hidrojen belli avantaj ve dezavantajlara sahiptir. En önemli avantajı yenilenebilir enerji kaynaklarından üretildiğinde sürdürülebilir ve temiz bir kaynak iken fosil yakıtlardan üretildiğinde ise karbon salınımına yol açmaktadır. Bu sebeple yenilenebilir enerji kaynaklarından hidrojen üretimi gerçekleştirilmesi sürdürülebilir çevre ve yeşil dönüşüm açısından oldukça önem taşımaktadır. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın etki ettiği tüm sektörleri ayrı ayrı incelemiş olduk. Raporun ilk sayfasında belirttiğimiz gibi tüm sektörlere ait detaylara ulaşabilirsiniz. Bir sonraki çalışmamız da Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nı etki ettiği sektörler ve ayrıntıları ile özetleyeceğiz.