Çin ve ABD’nin Ticaret Savaşı Küresel Ekonomiyi Kazananı Olmayan Bir Çıkmaza Sürükleyebilir
ABD ve Çin arasındaki dış ticaret anlaşmazlığında tansiyon, Başkan Trump’ın Çin’e yönelik 200 milyar USD’lik tarife planını açıklaması ve Çin’in de “kuvvetli,” bir şekilde karşılık vermeyi değerlendirmesiyle beraber iyice yükseldi. Hatırlanacağı gibi, Trump daha geçen hafta Çin’e karşı, 50 milyar USD’lik ithalata %25’lik tarife uygulayacağını açıklamış, Çin ise ABD’ye karşılık 6 Temmuz’dan itibaren yürürlüğe girecek gümrük tarifesiyle karşılık vermişti. Trump’ın son 200 milyar USD’lik hamlesi ile beraber ticaret savaşları önemli ölçüde alevlenecek görüntüsünde ve bundan ABD ekonomisi belki daha sınırlı etkilenecek ama Çin’in ve Avrupa’nın ekonomik küçülme anlamında daha çok etkilenmesi sürpriz olmayacaktır.
İş, korumacı önlemlerin daha çok ağırlık kazandığı bir ortama doğru gidiyor. ABD’nin sanayi ürünlerine uygulayacağı ilave tarifeler Çin’in imalat sektörünü olumsuz etkileyecek ve Çin’in girdilerinin sağlandığı Güney Kore, Japonya, Tayvan gibi ekonomiler de bu durumdan etkilenecektir. Çin, GSYH büyümesinde önemli bir yavaşlama yaşayabilir. AB ve AB içerisinde özel olarak Almanya, ABD’nin Çin, Kanada ve Meksika ile ticaret hacminin azalmasından faydalanabilir konumda gibi görünüyor, ancak çelik ve alüminyum tarifelerine ek olarak ABD, Avrupa’dan ithal edilen otomobillere de ilave tarifeler uygulamaya karar verirse işin rengi değişecektir. Almanya’nın ve Çin’in ABD’ye uygulaması beklenen misilleme tarife hamleleri ise ABD şirketleri açısından negatif, çünkü Çin ve Avrupa gibi bir talep ağını ikame edemezler ve bu durum endüstriyel üretimin yavaşlamasına neden olur. Korumacı önlemlerle azalan ticaret hacmi ve yavaşlayan üretim lokal enflasyonist baskıların gereğinden fazla artmasına sebebiyet verecektir.
Çin, ABD’nin 200 milyar USD’lik tarife hamlesini karşılayamaz, çünkü ABD’de o kadar ithalat yapmıyor. IMF verilerine göre Çin 2017’de ABD’den 155 milyar USD’lik ithalat yaparken (beyaz sütun) ABD’nin Çin’den ithalatı ise (mavi sütun) 506 milyar USD olarak gerçekleşmiş. (Kaynak: Bloomberg, IMF, GCM Araştırma)
Çin, ABD’nin 200 milyar USD’lik hamlesini karşılayamaz, çünkü ABD’den o kadar ithalatı yok. Bu durumda da daha az tutarda ürün ithalatına daha yüksek oranda vergi uygulaması da bir seçenek olabilir. Muhtemelen bu ticaret savaşı büyüdükçe, iş zero sum game’den (sıfır toplamlı oyun, kazan-kaybet) çıkacak ve kazananı olmayan bir çıkmaza dönüşecek. En büyük risk, ihracatla büyüyen ekonomiler için… Küresel ticaret hacminin küçülmesi, küresel ekonomik büyümeyi de aşağı çekecektir. Şirketler de bu ortamda karlılıklarını korumada zorlanabilirler.
İş, korumacı önlemlerin daha çok ağırlık kazandığı bir ortama doğru gidiyor. ABD’nin sanayi ürünlerine uygulayacağı ilave tarifeler Çin’in imalat sektörünü olumsuz etkileyecek ve Çin’in girdilerinin sağlandığı Güney Kore, Japonya, Tayvan gibi ekonomiler de bu durumdan etkilenecektir. Çin, GSYH büyümesinde önemli bir yavaşlama yaşayabilir. AB ve AB içerisinde özel olarak Almanya, ABD’nin Çin, Kanada ve Meksika ile ticaret hacminin azalmasından faydalanabilir konumda gibi görünüyor, ancak çelik ve alüminyum tarifelerine ek olarak ABD, Avrupa’dan ithal edilen otomobillere de ilave tarifeler uygulamaya karar verirse işin rengi değişecektir. Almanya’nın ve Çin’in ABD’ye uygulaması beklenen misilleme tarife hamleleri ise ABD şirketleri açısından negatif, çünkü Çin ve Avrupa gibi bir talep ağını ikame edemezler ve bu durum endüstriyel üretimin yavaşlamasına neden olur. Korumacı önlemlerle azalan ticaret hacmi ve yavaşlayan üretim lokal enflasyonist baskıların gereğinden fazla artmasına sebebiyet verecektir.
Çin, ABD’nin 200 milyar USD’lik tarife hamlesini karşılayamaz, çünkü ABD’de o kadar ithalat yapmıyor. IMF verilerine göre Çin 2017’de ABD’den 155 milyar USD’lik ithalat yaparken (beyaz sütun) ABD’nin Çin’den ithalatı ise (mavi sütun) 506 milyar USD olarak gerçekleşmiş. (Kaynak: Bloomberg, IMF, GCM Araştırma)
Çin, ABD’nin 200 milyar USD’lik hamlesini karşılayamaz, çünkü ABD’den o kadar ithalatı yok. Bu durumda da daha az tutarda ürün ithalatına daha yüksek oranda vergi uygulaması da bir seçenek olabilir. Muhtemelen bu ticaret savaşı büyüdükçe, iş zero sum game’den (sıfır toplamlı oyun, kazan-kaybet) çıkacak ve kazananı olmayan bir çıkmaza dönüşecek. En büyük risk, ihracatla büyüyen ekonomiler için… Küresel ticaret hacminin küçülmesi, küresel ekonomik büyümeyi de aşağı çekecektir. Şirketler de bu ortamda karlılıklarını korumada zorlanabilirler.